Bu kitabın içindeki fikirlerin, Türkiye gibi bir ülkede okunup anlaşıldığı ve uygulandığı taktirde bir çok sorunu çözebilme potansiyeline sahip olduğuna inanıyorum.
Bu kanıya nasıl varıyorum peki? Birincisi, Türkiye'de insanlar ve insan grupları ( parti, cemaat vs) başkalarını dinlemek ve anlamak konusunda yeterli değiller. Sadece kendi seslerini duyurmak, başkalarını etkilemeye çalışmak, kendilerinin haklı olduklarını isbat ve uğraşı içindeler
İkincisi, Türkiye'de insanlar birbirlerini, eşsiz birey ve insanlar olarak değil, herhangi bir grubun, partinin, cemaatin, ırkın ve aşiretin üyesi olarak görüyorlar ve öyle değerlendiriyorlar. Bu yaklaşım, insan yetenek ve farklılıklarını görmezden gelmeye, yaratıcılığın ve üretkenliğin ikinci, üçüncü plana atılmasına ve insanlara mensupları oldukları, parti, siyasi görüş ve etnik kökene göre değer biçilmesine sebep oluyor.
Belki de farkında olunmasa da yukarıda kendi çapımda değindiğim sorunlar Türkiye'nin en büyük sorunları olarak karşımızda duruyor.
İşte üstad Stephen Covey, bu eserinde tamamen insan doğasıyla uyumlu, zamanı ve mekanı aşmış, anlaşıldıkları ve uygulandıkları taktirde, bir yerde refah ve huzuru artıracak kişiler ve gruplar arası iletişimin ve etkileşimin sağlıklı, yaratıcı, işbirlikçi prensiplerini bizlere sunuyor.
Ali karakaya