Avrupa ve ABD’de tarihsel gerçekliği olan cadı davaları incelendiğinde cadılığın çoğunlukla, toplumsal cinsiyet sınırlarını ihlal eden ve dini kısıtlamaların dışına çıkan kadın cinsiyetiyle ilişkilendirilirdiği görülmektedir. Cadılık; iktidar sahibi olan erkeğin, toplumsal yaşamda kabul gören ataerkil ailenin ve dinsel düzene bağlı olarak işleyen yaşamın yapısı için bir tehdit olarak görülmüştür. Öyle ki cadılık, kamu düzenine karşı işlenen bir suç olarak nitelendirilmekle birlikte cinsel ve doğurgan pratiklerin düzenini ve dolayısıyla kutsal aile yapısını bozmakla suçlanmıştır.
Sonuç olarak eril bakışın egemenliğinde üretilen pek çok popüler kültür ürününde olduğu gibi korku filmlerinde de kadının rolü erkeğin cinselliğe dair sorunlu arzularının merceğindedir.