Yazarın daha önceki iki kitabını beğenerek okuduğum için yeni kitabının çıktığını görünce listeme almıştım. Üçü arasında bir kıyaslama yapacak olursam, bu üçüncü sırada yer alır ama bu kitapla birlikte yazara ait kitapları niçin sevdiğimi nihayet kavrayabildim. Yazarın kitapları "inceleme" kategorisinde gibi görünüyor ama kitapların üçü de aslında popüler tarih anlatısı. Tarihi kişi ve olayları hikayeleştirerek anlatırken uzmanlık satmıyor. Objektiflik iddiasında bulunmuyor. Her üç kitapta da önsözlerde altını çizerek okuru uyarıyor. (Önsöz demişken, ilk iki kitabının önsözlerine bayılmıştım, konuları ilginizi çekmiyorsa ve kitaplarını almayacaksanız bile ilk iki kitabının önsözlerini kitapçılarda ayaküstü okuyarak bile çok zevk alabilirsiniz.) Üslubu yalın, dili akıcı ama anlattığı hikayelerin alttan alta kendini belli eden bir derinliği var. Çiçek hastalığını anlatılırken mesela bir anda Şili'deki güncel bir siyasi sorunla ilgili tarihi arka planla karşılaşabiliyorsunuz. Sarı humma anlatılırken Avrupa'da köleliğin nasıl ve niçin kaldırıldığı hakkında bilgi ediniyorsunuz... vb. Puan verirken de kitabın bütününden önce bu küçük detayları göz önünde bulundurdum.