Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

%99 İçin Feminizm: Bir Manifesto

Nancy Fraser

%99 İçin Feminizm: Bir Manifesto Sözleri ve Alıntıları

%99 İçin Feminizm: Bir Manifesto sözleri ve alıntılarını, %99 İçin Feminizm: Bir Manifesto kitap alıntılarını, %99 İçin Feminizm: Bir Manifesto en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Kadınlar, sistemli bir istismar, politik tecavüz ve köleleştirmeyle karşı karşıya kalırken, sevdiklerinin öldürülmesine ve sakat kalmasına, öncelikle aileleri ve kendileri için gerekli olan altyapıların yıkılmasına dayanmak zorunda bırakılıyor.''
Oldukça net
"Pek çok insan kapitalist toplumların tanımı gereği sınıflı toplumlar, yani para kazanması gereken çok daha büyük bir grubun daha küçük bir azınlığın şahsi kârı uğruna sömürülmesine olanak tanıyan bir toplum olduğunu bilir. Ne var ki, bu gerçek kadar bilinmeyen bir başka gerçekse kapitalist toplumların aynı zamanda tanımı gereği toplumsal cinsiyet baskısından doğduğudur. Cinsiyetçilik ortaya tesadüfen çıkmamıştır; bu toplumun yapısına içkindir."
Reklam
Mücadele hem bir fırsat hem de bir okuldur. Kendimize ilişkin eski kavrayışlarımıza meydan okuyan ve dünyaya ilişkin görüşlerimizi yeniden şekillendiren, mücadelenin bir parçası olanlar dönüşebilir.
Halkın önemli bir kesimi, kriz zamanlarında omuz verdikleri güçlerden desteklerini çeker. Alışılageldik politikaları reddederek yeni fikirler, organizasyonlar ve ittifaklar aramaya başlar.
Sayfa 34
Halkın önemli bir kesimi, kriz zamanlarında omuz verdikleri güçlerden desteklerini çeker. Alışılageldik politikaları reddederek yeni fikirler, organizasyonlar ve ittifaklar aramaya başlar.
Kapitalizmin şu anki politik krizinin asli mağdurları yine kadınlardır ve elbette bu krizi özgürleştirici bir çözüme kavuşturma mücadelesinin asli failleri de onlardan başkası değildir. Gelgelelim, bizim için çözüm, basit bir şekilde iktidarın kalesine daha çok kadın yerleştirmek değildir. Uzunca bir zamandır kamusal alandan dışlanan kadınlar olarak "özel" diye yaftalanıp rutin bir biçimde görmezden gelinen meselelerin -mesela cinsel saldırı ve tacizin- tartışılması için dişimizi tırnağımıza takarak mücadele etmek zorundayız. İronik olan şu ki, iddialarımız çoğu zaman seçkin "ilericiler" tarafından dillendiriliyormuş gibi davranılıyor. Oysaki onlar, bu iddiaları yalnızca sermayeye uygun hale getirildiğinde dillendirebilir: Bizi kadın politikacılarla duygudaşlık kurup onlara oy vermeye davet ediyorlar; ne var ki, dürüst olmayan bu kadınlar yalnızca kendi politik konumlarında yukarı tırmanışlarını kutlamamızı istiyor. Sanki yükselmeleri bizim kurtuluşumuz için bir adımmış gibi! Başka ülkeleri bombalamak ve apartheid rejimini sürdürmek; medeniyet adı altında yeni sömürgeci müdahalelere arka çıkmak; hükümetlerinin parmağı olan soykırımlara karşı sessizliğini korumak; yapısal düzenlemeler, borç dayatma ve kemer sıkmaya zorlama vasıtasıyla savunmasız halkları mülksüzleştirmek gibi kirli işlere bulaşan egemen sınıftan kadınların feminizmle zerre kadar alakası yoktur.
Sayfa 74 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Yetersiz tedbirlerden uzak duran bir feminizm tahayyül ediyoruz ve bu feminizmin amacı, giderek yaygınlık kazanan barbarlığın kapitalist kökleriyle mücadele etmek. Sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen insanın özgürlüğünü savunmak için çoğunluğun refahını kurban etmeyi reddeden bu feminizm, çoğunluğun ihtiyaç ve haklarını savunur: Yoksul ve işçi sınıfından kadınların, ırkçılığın kurbanı olmuş ve göçmen kadınların, kuirlerin, trans bireylerin, engelli kadınların, sermaye onları sömürürken kendilerini "orta sınıf" olarak görmeye teşvik edilmiş kadınların ihtiyaç ve haklarını. Gelgelelim, mesele sadece bundan ibaret değil. Bu feminizm kendisini geleneksel olarak tanımlanmış "kadın sorunları"yla sınırlamaz. Sömürülen, ezilen ve baskı gören herkesin yanında yer alır; amacı bütün insanlık için umut kaynağı olmaktır. İşte bu feminizme %99 için feminizm dememizin nedeni tam da budur.
Sayfa 25 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
" Mücadele hem bir fırsat hem de bir okuldur. Kendimize ilişkin eski kavrayışlarımıza meydan okuyan ve dünyaya ilişkin görüşlerimizi yeniden şekillendiren, mücadelenin bir parçası olanlar dönüşebilir. Mücadele, kendi üstümüzde yarattığımız baskıya dair kavrayışımızı derinleştirebilir: Buna neyin sebep olduğuna, bundan kimin fayda sağladığına ve üstesinden gelmek için ne yapmamız gerektiğine dair kavrayışımızı. Dahası, bizi çıkarlarımızı yeniden yorumlamaya, umutlarımızı yeniden ve neyin mümkün olduğuna ilişkin algımızın kapsamını genişletmeye teşvik eder .Nihayetinde, mücadele deneyimi bizi kimin müttefik kiminse düşman sayılması gerektiği üzerine yeniden düşünmeye yönlendirebilir. "
Sayfa 84
"Toplumsal yeniden üretimin sınıf karakteri temel niteliktedir. İşçi sınıfından annelerin ve okulların, çocukları sisteme uygun "işçiler" olarak yaşama hazırlaması beklenir; İtaakâr, patronlarına saygılı, "haddini" bilen ve sömürüye müsamaha gösteren."
"Pek çok insan kapitalist toplumların tanımı gereği sınıflı toplumlar, yani para kazanması gereken çok daha büyük bir grubun daha küçük bir azınlığın şahsi kârı uğruna sömürülmesine olanak tanıyan bir toplum olduğunu bilir. Ne var ki, bu gerçek kadar blinmeyen bir başka gerçekse kapitalist toplumların aynı zamanda tanımı gereği toplumsal cinsiyet baskısından doğduğudur. Cinsiyetçilik ortaya tesadüfen çıkmamıştır; bu toplumun yapısına içkindir."
94 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.