En Eski %99 İçin Feminizm: Bir Manifesto Sözleri ve Alıntıları
En Eski %99 İçin Feminizm: Bir Manifesto sözleri ve alıntılarını, en eski %99 İçin Feminizm: Bir Manifesto kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gün geçtikçe katlanarak artan eşitsizlikle tepeden tırnağa uyumlu olan liberal feminizm, baskıyı tamamen dışsallaştırıyor. Profesyonel-yönetici kadınların, tam da çocuklarına bakan ve ev işleri ile uğraşan düşük ücretli göçmen kadınlara yaslanarak [lean on] işlerinde yükselmesine [lean in] olanak sağlıyor. Sınıf ve ırka gözleri kapalı olan bu anlayış, davamızı seçkincilik ve bireyciliğe indirgiyor.
Lean-in feminizmine yanıtımız, kick-back [geri tepme] feminizmidir. Ezici bir çoğunluk kırık cam parçalarını temizlemeye mahkûm edilmişken, cam tavanı kırmakla zerre kadar ilgilenmiyoruz. Köşe ofislere kurulan kadın CEO'ları başarılar için kutlamak değil, hem köşe ofislerden hem de CEO'lardan kurtulmak istiyoruz.
[%99 için Feminizm: Bir Manifesto, Arruza, Bhattacharya, Fraser, Türkçesi: Utku Özmakas]
Kapitalizm bünyesinde ekolojik bir çelişki barındırır: Bir yandan doğayı içinden enerji ve hammadde akan bir "musluğa" indirgerken, öte yandan da ona atıkları toparlayan bir "lavabo" muamelesi yapar. Sermaye, doğanın söz konusu iki kapasitesini de yerine ikamesini koymaksızın bilabedel gasp eder. Sonuçta, kapitalist toplumlar, kendisini ayakta tutan doğal çevrelerin dengesini bozmaya ve hayatı sürdüren ekosistemleri tahrip etmeye yapısal olarak eğilimlidir.
"Ezici bir çoğunluk kırık cam parçalarını temizlemeye mahkum edilmişken, cam tavanı kırmakla zerre kadar ilgilenmiyoruz. Köşe ofislere kurulan kadın CEO'ları başarıları için kutlamak değil, hem köşe ofislerden hem de CEO'lardan kurtulmak istiyoruz."
Bize göre kriz, basit bir biçimde insanların acı çektiği, kârın ciddi bir biçimde azaldığı bir zaman aralığından ibaret değildir. Hayati bir uyanış politik uğraşı ve toplumsal dönüşüm için bir fırsattır.
Halkın önemli bir kesimi, kriz zamanlarında omuz verdikleri güçlerden desteklerini çeker. Alışılageldik politikaları reddederek yeni fikirler, organizasyonlar ve ittifaklar aramaya başlar.
" Mücadele hem bir fırsat hem de bir okuldur. Kendimize ilişkin eski kavrayışlarımıza meydan okuyan ve dünyaya ilişkin görüşlerimizi yeniden şekillendiren, mücadelenin bir parçası olanlar dönüşebilir. Mücadele, kendi üstümüzde yarattığımız baskıya dair kavrayışımızı derinleştirebilir: Buna neyin sebep olduğuna, bundan kimin fayda sağladığına ve üstesinden gelmek için ne yapmamız gerektiğine dair kavrayışımızı. Dahası, bizi çıkarlarımızı yeniden yorumlamaya, umutlarımızı yeniden ve neyin mümkün olduğuna ilişkin algımızın kapsamını genişletmeye teşvik eder .Nihayetinde, mücadele deneyimi bizi kimin müttefik kiminse düşman sayılması gerektiği üzerine yeniden düşünmeye yönlendirebilir. "