Kitap yorumlarından anladığım kadarıyla başka bir yayınevinin eserini okumadığım için şanssızmışım. Malesef dizgi, imla, çeviri ve baskısı sorunlu bir kopyasını okumuşum.
Eser ilk gerçek üstü yerli eserimizmiş. Simyacı'nın daha çok aramalı, daha çok gelmeli gitmeli, ağa babası bir çalışma ve elbette ait olduğu devrin, 1910ların penceresinden dünyaya, uzaya bakıyor. Aramalı dedim, ne arıyor? Aynı şeyleri arıyor; "Niye bu dünyaya geldik? Mutluluk nedir? Tek miyiz, çift miyiz, hiç miyiz, hep miyiz? Bir lokma, bir hırka mı yoksa altın mı almalı, dolar mı?"
İlgimi çeken iki konu oldu. Birincisi, daha o zamanlar yazar meditasyon ve o esnada çıkarılacak "om" sesinden bahsediyor, Vallahi bravo!
İkincisi ise paralel evren, o zamanki adıyla "Cablisa". Yazar diyor ki; böyle acayip bir şehrin olduğunu tarih kitaplarında okumuştum ama şehir coğrafya kitaplarında geçmiyor. Vaay! Harika bir betimleme! Evren ile paralel evren kitapta Cablisa ve Cablika olarak anılıyor.