İçin boşalmış gibi oradan oraya koşmak: Her tramvay penceresinden, her otobüs penceresinden: "Bu sonuncudur" diye bakınmak. Ben bütün bunları yakamozlu bir nehirde gider gibi yaptım.
Abbas, nedir bu içindeki? nedir bu kıvrılan; bir elmanın kabuğu gibi, bir tirbüşon gibi, senin şu boncuk yılan gibi kıvrılan? Neden bir başka yolculuk? Ve hep yolculuk?