Nazım'ın, "Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?" diye bir dizesi vardır.
O gün bugün, bu soru sökülüp atılması olanaksız bir biçimde bedenime yapışmış gibidir.
Bir şiirinde, "Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?" diye bir dizesi vardır. O gün bugün, bu soru sökülüp atılması olanaksız bir biçimde bedenime yapışmış gibidir. Tabii, şiirinde bu soruyu sorarken, mutluluğun resmini yapamayacağımı biliyordu Nâzım. Bu mutluluk imgesi şiirde de olanaksızdı. Yaşanan günler buna izin vermiyordu. Tabii, Nâzım'dan Neruda'ya, Neruda'dan Aragon'a ve daha bir çok ozan mutluluğu dile getirmişlerdir. Ama Nâzım'ın bana yönelttiği sorunun yanıtını ben resimlerimde veremedim.
Nâzım Hikmet olağanüstü bir kişiydi. Çünkü eleştiren, karşı çıkan, başkaldıran bir tipti. O sıralar başkaldırma eğilimi benim içimde de vardı. Yaşama koşullarının değişmesi, toplumun ve insanların değişmesi gibi özlemler bende de vardı."