Açı Direkleri ' nin okuyucuya açtığı dünya bir başka. Bize hem çok yakın, hem çok uzak. Çıkılan yolculuk ve işitilen dil kim olduğumuzu unutturmakta veya hatırlatmakta. Michaux'un yazdığı gibi, "muazzam, katı, aldırış etmez akrabalığımız son suzlukla..." değil mi? Insanların -direkler mi yoksa?- açılarının genişliğini işte bu bilinci hangi ölçüde taşıyabildikleri tayin et mekte herhalde. Esasen "doğanın yelpazesi öyle yapılmıştır ki, eğer sürekli dikkat etmezsen, fazla geçmeden daralır, ta ki kapanıncaya kadar."