Genç bir adamın, tahsilini yaparak muhtelif taşralarda yaptığı memuriyet, kaymakamlık görevlerini, Anadolunun velhasıl ülkenin nasıl bir ekonomik ve sosyal durumunu anlatıyor, bu memur daha sonra tevafuk eseri bir yuva kuruyor, bu kursuğu yuvada istekleri bitmek tükenmek bilmeyen eşya, lüx ve ihtişam içerisinde ki hayatlarını anlatıyor. Aldatılan bir adamın çocuklarına karşı mücadele aşkını anlatıyor. Yaa, süper bir kitap, eminim ki az da olsa her şehirde olan bu bitmek bilmeyen kadın istekleri, aldatmaları Bir erkeği katıl yapar. Ama bu baba çocukları için sabrediyor, ve nihayetinde bir kızı kanserden ölüyor, bir kere dizine oturup sevemediği evin büyük kızı.... Kızının ölümüne kurtuldun kızım diyen babayı düşünün. Zira yaşasaydın fena bir insan olarak anne ve annanesiyle birilerinin sofrasına meze olacaktın diyerek ölümüne seviniyor.
En sonunda küçük kızını yatılı bir mektebe yazdırıyor, ama kızı anne ve annanesiyle çocuklarını doldurarak babanın hep ayyaş, fena fillah bir adam oldugunu aşilıyorlar.
Mutlaka okunmalı, çok acı versede okunmalı..!