"Seni dibe vurduğunda yukarı çeken bir aile bireyinden daha büyük bir şans olamaz, ama sen düştüğünde sana bir tekme de o atan bir yakını varsa insanın başı büyük derttedir."
-Wess Fesler
"Beni sevmeni istiyorum", diye mırıldandım. "Bunu yapamayacağını düşünürsen de bana karşı hiç değilse aşka yakın bir şeyler hissetmeni istiyorum. Sadakatini istiyorum. Bana karşı dürüst olmanı istiyorum. Her zaman, her şartta benim yanımda olmanı istiyorum. Seni başkasının yanında görmeye dayanamam."
"Aslında bakarsan herkes acımasız. Sadece bunun farkında değiller. Ama sen farkındasın, ben farkındayım. Farkında olduğumuz için de en tepedeyiz ve hep burada kalacağız."
Bak, ben elimden geleni yapıyorum, belki sen de biraz çaba harcasan fena olmayacak. Tüm dünyaya savaş açma gibi planlarım var. Geceleri yatağımda, yanımda uyuyan kadınla da savaşmak zorunda kalırsam, bu bana fazla gelir.
"Ben bombaları etkisiz hâle getirmekte ustayım, aşk..." Sustum. Aşkım demek üzere olduğum için gözlerini devirdiğini görür gibiydim. "Tamam, özür dilerim. Yavaş anlıyorum biraz. Seni öfkelendirmemek için elimden geleni yapacağım. Dışarıdan soğuk bir şeyler getirmemi ister miydin?"
"Beni öfkelendirmemeye mi çalışıyorsun? Sen beni öfkeden delirtiyorsun! Ne zamandan beri lanet olası bir çocukmuşum gibi bana ödül verip sakinleşmemi bekliyorsun acaba?"
İçimi çekip ellerimi şakaklarıma götürdüm. "Yani soğuk bir şey istemiyor musun?"
"Mango, muz, portakal ve kivi suyu istiyorum," deyip telefonu suratıma kapatınca bir kahkaha koyuverdim.