Acının Antropolojisi

David Le Breton

Acının Antropolojisi Gönderileri

Acının Antropolojisi kitaplarını, Acının Antropolojisi sözleri ve alıntılarını, Acının Antropolojisi yazarlarını, Acının Antropolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yıkılmış, acı çeken insan kimi zaman çektiği sıkıntının anlaşılmaması ya da şiddetinden kuşku duyulması yüzünden bir dram yaşar. Ve bedene gizlenmiş ve bakışlardan kaçan bir işkencenin samimiyetini kanıtlayabilecek hiçbir şey yoktur. Insan çok şiddetli ağrılar çektiğini söyler ama bunları kendisi gibi hisseden ya da paylaşan başka birinin olamayacağını da önceden bilir.
Insanın kendisinden kopması olan ölüm, acı haline gelmiş yaşamdan kopmadır. Burada insanın, kendisine kavuşamadan kendisinin yanında yaşama zorunda kalması söz konusudur. Acı, yaşayan insanda ölümün bir versiyonu gibidir, insana kendi yasını empoze eder.
Reklam
Acı, zaman kavramını tahrip eder ve gündelik olayları egemenliği altına alır, insanı esasla ilgilenmekte zorlanan ilgisiz bir seyirci durumuna düşürür.
Ağrı vücuda bir kez yerleşince yaşamın her anını iğneler. Insanın dünyayla bütün ilişkilerine damgasını vurur ve kenara bıraktıran bir perde gibi araya girer. "Her tarafa, gözlerime, duyularıma, düşüncelerime nüfuz eden acı; bir sızıntı bu" diyor Alphonse Daudet günlüğünde ve şöyle devam ediyor: "Anemiyle boşalmış, oyulmuş, sefil iskeletimde acı, eşyaları, halıları olmayan bir evde çınlayan acıdan başka canlı bir şeyin kalmadığı bir yerde geçen günler, uzun günler..."
Acı hiç kuşkusuz insanın ölümle birlikte en güçlü biçimde paylaştığı deneyimdir: Hiçbir ayrıcalıklı onu bilmezlikten gelemez ya da herhangi birinden daha iyi bilmekle övünemez. Insanın içinde doğmuş bir şiddettir acı, insanı bitirir, bunaltır, içinde açtığı uçurumda yok eder, hiçbir amacı olmayan bir dollaysız duygular içinde ezer. Insanın kendisi ve dünyayla olan ilişkisini koparır.
Acı insanı kendisinden koparması ve sınırlarıyla yüz yüze getirmesi anlamında kutsal bir yaradır. Ama kaprisli bir biçimdir bu bağlamda, ad koymanın mümkün olmadığı bir acımasızlıkla yakar. Bununla birlikte acı, moral bir denetim altında tutulduğu ya da aşıldığı takdirde insanın bakışını genişletir, yaşamın bedelini, geçip gitmekte olan anın tadının çıkarılması gerekliliğini hatırlatır.
Reklam
790 öğeden 951 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.