Ortadoğu devlet zihniyetinin kanlı ve yalan yüzüdür. Tüm devletler kötü ruhun temsilcileridir. Ortadoğu devletleri biraz daha anti demokratiktir. Devletlerin mayasında faşizm ve insanlık düşmanlığı vardır. İyi, adaletli devlet yoktur. Aralarında sadece nüans farkı vardır. Devlet politikasında zenginin çıkarları esastır. Vatan kavramının içi boşaltılmış, çarpıtılmış ve aldatma kelimesi haline getirilmiştir. Karılaştırılmıştır. Egemen sınıfların bin yıllardır en çok üzerinde oynadıkları iki önemli konu vardır. Biri kadın, diğeri vatanın kutsallığıdır. Bin yıllardır bu her iki kavramla çok oynanmıştır. Bu nedenle vatan halk kitlelerinin değil, zenginlerin evidir. Vatan propaganda alanında, televizyon programlarında halka mal edilir, bu biçimdir. Özde ise öyle değildir ve bir avuç sermayedarındır. Vatan kimin hizmetindeyse adalet de onundur. Adalet devlete sahip olan sermayedarın bir uydusudur. İşin özü ve gerçeği budur. Bu zihniyet değişmedikçe kadın, vatan, adalet, demokrasi ve çoğunluk olan kitleler özgür olamaz. Demokratım, ilericiyim diyen ve bu iddiada bulunanlar iktidara geldiklerinde amaç kuyularından karanlık bir faşizm çıkar. Devlete benzerler. Egemen karanlık zihniyetin temsilcisi olurlar. Kötü olan ezilen halk kesimlerinin bunun farkında olmamasıdır. Demokrasiye boyanmış faşist zihniyeti görmemeleridir.
Kürtler kendi içinde çıkan birçok yetenekli kişiyi beğenmez ve sahiplenmez. Genel olmasa bile ağırlıkta olan bir anlayıştır. Kalem erbabını, dengbêjini, ressamını, sanatçısını, felsefecisini, direnişçisini, yiğidini, delisini, akıllısını, zenginini, fakirini, tutsağını ve daha birçok alanda çalışan insanların yeteneklerini bir türlü beğenmezler. Bazıları sadece beğenmemekle de yetinmez, engellemeye çalışırlar ve karşısında dururlar. Devlet olmayan halkların, sömürge kültürüyle yetişen insanların genel bir yaklaşımıdır. Bu anlayış Kürtlerde daha fazla, katmerli ve derindir.