Adaleti Emreden Namaz

Metin Karabaşoğlu

Adaleti Emreden Namaz Sözleri ve Alıntıları

Adaleti Emreden Namaz sözleri ve alıntılarını, Adaleti Emreden Namaz kitap alıntılarını, Adaleti Emreden Namaz en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Modern ailede 'biz' yoktur, 'ben+sen' vardır. 1111 yok, 1+1+1+1 vardır. Çatışma hålet-i ruhiyesi ise bu denklemi dahi 1-1'e dönüştürdüğü için,sonuç elde var sıfır durumudur. İnsanlığın en ileri halkasını ve bir bakıma tarihin sonu'nu temsil ettiği iddiasındaki şımarık modernite, binlerce yıllık aile yapısını tümden 'ataerkil' diye kalıplayıp reddederken, çatışmacı bir zihniyet dünyası dahi-linde, özellikle de Freudçu psikanalizin desteğiyle, 'baba/koca'yı bir otorite, güç ve kötülük figürü olarak yeniden 'inşa' eder. Bütün bunlardan sonra varılan nokta, daha iyi bir aile değil, ailenin ölümüdür./
... adil olmak takvaya en yakın şeydir; kişinin takvası nı, adaletinden anlarsınız. Kıldığı namazların sayısından değil, kıldığı namazların Şuayb-misali onu adalet timsali kılmasın dan anlarsınız. Okuduğu cüzlerin sayısından veya işittirdiği Kur'ân kıraatinden değil, okuduğu Kur'ân'ın adalet davetine ve adil olun emrine riayet edip etmemesinden anlarsınız. O halde, en başta nefsimize bir büyük ders olmak üzere, dikkat gerek. Adlden udûl etmemeli, adaletten asla şaşmamalı ve sapmamalı...
Reklam
..mesela bir komüniste yapılan haksızlığa tavır koymakla komünist, bir liberalin söylediği doğruya sahip çıkmakla liberal olunmaz; adil olunur, insan olunur. Hak kimin hakkı ise sahibine iadesini istemek bizi şu zihniyetten, bu ideolojiden, öbür partiden şu bu yapmıyor velhasıl, adil biri yapıyor.
Sayfa 30
Adalet
''Ey Şuayb, bunu sana namazın mı emrediyor?'' Hud Suresi
Sayfa 22
Genel olarak dindarlığın tarifini ve tasvirine de hakim bir indirgeme var zaten. Hayatını biçimlendirmiyorsa da, namaz kılıyor mu, kılıyor. Oruç, tutuyor. Sakal, var. Yüzüğü, gümüş. Yahut hanımlar için; başörtülü. Dindarlığın hem tarifi hem de tezahürleri, üç aşağı beş yukarı bu paranteze sığdırılmış durumda. Lakin kıldığımız namazın gerçekte adaleti emrediyor olması gerekse de, bizimki emretmiyor. Hakikat-i halde kişiyi emrolunduğu gibi dosdoğru olmaya yönlendirmesi gerekse de, bizimki yönlendirmiyor. Haksızlık yapmaktan veya haksızlık yapana meyil etmekten alıkoyması gerekse de, bizimki alıkoymuyor. Hileden, adam kayırmadan, ahde vefasızlıktan da alıkoymuyor... Dindar biri dediğimizde, Kur'an'daki din tarifine ve alemler Rabbinin biz kullarına emrettiklerine baktığımızda gördüğümüz üzere, hak yemez, yalan söylemez, adaleti gözetir, biriyle meselesi de olsa haddi aşıp haksızlık yapmaz, emaneti ehline verir adam kayırmaz, emanete hıyanet etmez, doğru sözlüdür, aleyhine bile olsa hakkı söyler, sözünde durur, verdiği söze riayet eder, ahde ve akde vefasızlık etmez diyemiyoruz. Bunların hepsi Allah'ın emri oysa... Kur'an hepsini de bize farz kılıyor. Ama bunları hariçte tutan indirgenmiş dindarlığınızda kriterler hayli daralmış vaziyette. Sözün kısası, dindarlık tarifini yeniden yapmamız gerek. Çünkü Kur'an'ın ve sünnetin içerdiği tarifin nice aslî unsuru bugünün indirgenmiş dindarlığında maalesef kendisine yer bulamıyor."
Hiçbir münkir küfür yolculuğuna, haşa, '' Allah yoktur'' diyerek başlamamıştır.
Sayfa 135
Reklam
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.