Ocak - Şubat 1996

Adam Öykü Sayı 2

Adam Öykü

Adam Öykü Sayı 2 Quotes

You can find Adam Öykü Sayı 2 quotes, Adam Öykü Sayı 2 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Öykü de Ortam...
Ortamı öylesine iyi bilir ki, Sinclair Lewis gibi onun bir modelini kurabilir. Bu, kitapları, küçük pikapı, eski küveti ve hepsinden önemlisi soğuğuyla, William Saroyan'ın "A Cold Oay"indeki tek bir oda olabilir. Bir köy olabilir : Gri kilisesi ve kilise avlusuyla, kuzeydeki çiftlik ve orman manzarasıyla, A. E. Coppard'ın cana yakın,
Sayfa 77 - Adam Yayinlari
Kisa öykü...
Öyküyü ana karakterin bilinç akışını kaydederek anlatmak parlak bir araçtır, ancak parlak olduğu ölçüde sınırlıdır. İlgileri açısından dış olaya dayanan öykü­ lerde çok az yararı olur ve yetilerine neşeli bir ruh haliyle hakim görünen "normal"karakteri anlamamıza pek bir katkısı olmaz. Nevrotik zihnin, düş kuran zihnin,rasyonelleştirici zihnin, bilinçaltı zihnin, hatta sıradan bir durumda yeterince gizemli işleyen zihnin keşfi için bilinç akışını kaydetme yöntemi uzman ellerde olağanüstü verimli bir araçtır. Ancak yazmaya yeni başlayan yazar ona saygı duysun. Kendisine modern psikolojinin keşifleri hakkında ne bildiğini, bunca kendine güvenir biçimde kullandığı süreç hakkında ne bildiğini sorsun. Ve ken- disine öyküsünün psikanalitik tekniğe başvurmaksızın başarılı bir biçimde sunu- lup sunulamayacağını sorsun. Mark Twain'in "My Platonic Sweetheart"ı, Freud'dan yararlanmaksızın düşlerin yaşamı hakkında inandırıcı ve büyüleyici bir incelemedir; Twain'in, Freudcuların bu öyküden ne çıkaracaklarını bilmemesi de olasıdır.
Sayfa 91 - Adam Yayinlari
Reklam
Nezihe Meric Soylesisi
Yazar, tek başına varolamayacağına göre, toplumunu oluşturan insanlarla bir arada, onların insan olarak varoluşlarını,yaşamlarını kuran, yapan, yıkan, etkileyen, olumlayan, bozan tüm toplumsal eylemlerin içinde yaşamaktadır.
Sayfa 22 - Adam Yayinlari
Bazı öykülerde bir kişinin kendi kendisine söyledikleri vasıtasıyla karakter çizimi - İster anımsama, ister hayal ve düşüncelere dalma, ister düş kurma, ister "bilinç akışı" olsun - kompozisyonun neredeyse en coşkulu yönünü oluşturur. Bu vasıta aracılığıyla Thomas Mann'ın öyküsündeki sanatçının ruhsal açlığını, "Taking the Veil"deki genç kızın duygusal yoksunluğa katlanmasını, "A Little Cloud"da genç Chandler'ın özlem dolu tutkularını, Nancy Hale' in öyküsündeki genç annenin kaygısını anlayabiliriz ... Gerçekten de, zamanımız öykülerinden en anlamlı, en ilginç olanları, kendi kendini sorgulamayla dolu öykülerdir; çünkü uygarlığımızdaki artış, ruhun sorunundaki bir artıştır. Bazen bu tür öykü, yeni başlayan yazara, içten doğrudanlık havası nedeniyle aldatıcı bir biçimde basit gibi görünür. Aslında, tüm türlerin en zoru olabilir, çünkü yalnızca bilgelik ve anlama üzerine değil, aynı zamanda zihnin çalışma tarzı üzerine, birçok genç yazarın ve- rebileceğinden daha çok şey talep eder. Dorothy Scarborough'un onca güzel söylediği gibi, " Edebiyat süzgecinden geçirilmemiş düşünceleriyle, bir yamalı bohça gibi bir araya getirilmiş düzensiz anımsamalarıyla 'iç monolog' yeteneksiz yazarların yazılarında büyük bir sıkıcılığa dönüşmüştür".' Bu yöntemi düşünce- sizce uygulamaya kalkışan genç yazar, Helen White'la ilgili olarak şu irirafta bu- lunan Sherwood Anderson'un alçakgönüllülüğünü anımsamalıdır : "Aklından hangi kadınca düşünceler geçtiğini bilmenin yolu yok."
Sayfa 75
Bazen büyük sanat, bireysel bir karakterden çok, kişileştirilmiş bir özellik ile ilgilenir. Poe'nun "The Cask of Amontillado"sunda ("Amontillado Fıçısı") anlatıcı yoğun intikam ruhunun ta kendisidir. James Stephens'in güzel öyküsü ''The Horses"daki koca kılıbık bir koca olmaktan çok, bütün kılıbık kocalardır. Thomas Mann'ın güçlü öyküsü "Açlar", Det!efin kişiliğinden çok, onun sanatsal mizaçtaki başat özelliğini göstermekle ilgilenir. Bazen güçlü bir biçimde çizilmiş karakterlerin bireyselliği bile adeta yok olur ve zihnimiz iki insanla değil Turgenyev' in "Yöre Doktoru"ndaki kız ile doktoru düşünün birbiriyle çatışan iki güçle Sevgi ile Ölüm meşguldür. Küçük oğlu için acı çeken taksi sürücüsü lona Potapov, acı çeken tüm insanlığın bir simgesi haline gelir. Böylece büyük sanat her zaman evrensele doğru eğilim gösterir.
Sayfa 72 - Adam yayinlari
Reklam
Sezgi denilen bir şey var ya, -acıklı ama doğru - ben yöneliş dediğiniz o şeyi hep - çok okumamı, doymak bilmez öğrenme sevgimi de hesaba katmak gerekir sezgimle ve el yordamıyla elde ettim - bilirsiniz, ben bunu hep söylerim - .Bu konuda konuşan, fikir beyan eden, ama benim ne dediklerini bir türlü anlayamadığim allamelere hiç sözüm yok. Benim sözüm kendim için geçerli.
Sayfa 23