Erkeğin gözlerine abartılı bir hayranlıkla bakarken, bedenini ona sunarmış gıbı öne çıkardı. Sesı buguluydu : "Bana aşıktın." Bakışlarını suçlu bir çocuk gibi yere indirdi. Yüksek topuklu, açık ayakkabılar içindeki çıplak ayakları utanmazca inceledi. Kaşlarını çattı, yüzünü gerdi.
Sesini yankılattı : "Yanlış anladın."
Sıkıntılı sıkıntılı iç geçirdi. Ayakta bir ileri bir geri sallandı.
Hüzünlü bir gülümseyişle kol kola terk etti sesi bedenini : "Onca peşimden koştun!" Duruşu aynı.
Bakışları bileklerden daha yukarılara çıkmakla çıkmamak arasında düşünceli : Diz üstünde bir etek. Neredeyse mini : "Sevgilim olmanı isteseydim ... "
bileklerden yukarı tüm vücudu, göğüsleri, boynu, çeneyi, dudakları yalayarak gözlerde kurudu bakışları :
"... yapmazdım." Eli utangaç tavırlarla ve okşarcasına yüzünde, uzun saçlarında dolaştı. Aniden dönüp makyaj masasına doğru yürüdü. Parlak ışıklarla çerçevelenmiş aynanın karşısına oturdu.
Aydınlık aksine baktı : "Beni istediğin için koştun." Kendilerini bir süre aynadaki sahnede izlediler
"İstediğim için, evet. Aşk için değil."
"Ne İstedin ki?"
"Dost olmak."
"Aptalsın!"
"Evet...
Örtünmemiş ten parçasını buldu :
"Ne kadar aşıktın! Bir kez de sorar gibi yineledi : ... Ne kadar aşıktın?"
Boynundan arkaya, ensesindeki saçların arasına soktu parmaklarını. Okşadı. Yüzü huzurlu, sesi hüzünlüydü :
"Sen aşık ettin!
Fısıltıyla devam etti, kendi kendine konuşuyormuş gibi :
"Beni kendine aşık ettin!"
Yavaşça arkasını döndü. Gömleğinin omzun daki iplik parçasını parmağıyla bir fiske vurup fırlattı : . . . sana aşık o l m a d ı ğ ı m ıçın ... Göbeğini içeri çekip kemerini bir kıl sıkılaştırdı. Sesi kararlılığından bir şey kaybetmemişti.
Asik olmasaydım, inanamayacagin kadar gururlu olurdum." Başını kaldırıp yukarıdan bakarak inceledi aynadaki görüntüsünü "Öylesine güzel günler yaşattın ...
çenesini, dudaklarını gerip bırakarak rujunu kontrol etti :
... öylesine güzel hediyeler aldın ...
yanaklarına biraz daha allık sürdü : ... öylesine güzel sözler verdin ki ... Halinden memnun, geri çekilip son bir kez baktı kendine. Saçlarını kabarttı :"
... Dostum olmak için mi sadece?"
Arkadan yaklaştı. Omuzlarından tuttu. Okşadı :
"Sadece .. !?
Evet. .. Sadece!"
Ona döndü. İlk defa görüyormuş gibi baktı : "Ne kadar kırıldım ... " Dizlerinin dibine çöktü, elleri beline uzandı, etekle kısa bluz arasından ...