Kitapta evrim teorisini (tabii ki yazarın yaşadığı 20. yüzyılın başında şuan edindiğimiz bir çok bilgi henüz keşfedilmemişdi) Jack London hayal dünyasıyla bize aktarıyor. Amerikalı bir çocuğa genetik olarak, biri 20. yüzyıl ve diğeri ise henüz tarihöncesi çağlardan aktarılan rüyalarında gördüğü olmak üzere gelen çift kişilikten, tam olarak çift kişiliğin tanımı o anlama gelmiyor fakat kitapta o şekilde tanımlanmış, bahsediliyor. Kitapta okuduğumuz olaylar ise tarihöncesi devirlerden genetikle aktarılan rüyalardaki olaylar.
Kitabın son sözünden bir alıntı sanırım söylediklerimi daha iyi açıklıyor; "(...) o dönemdeki bilimsel bilgi düzeyini iyice sindirmiş olan Jack London, hayal gücünü devreye sokarak bu bilgileri kendi zihninde son derece canlı bir şekilde kurguluyor ve bize bir hikaye anlatıyor."
Kitabı okurken merak unsuru ön plandaydı ve bugün okulda o seslerin, çığlıkların arasında bile, derste kitap okuduğum için uyarı almam da cabası, bitirebildim kitabı. Buradan anlarsınız ki kitap çok akıcıydı.
Bence evrim teorisini destekleyin veya desteklemeyin bu kitaba bir göz atmalısınız derim çünkü çok farklı bakış açıları kazandırabilir size.