Adsız Roman 1864 yorumları ve incelemelerini, Adsız Roman 1864 kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Adsız Roman 1864 puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihi Roman okumayı seven biri olarak, çok güzel bir roman ile geldim. Kapağındaki yazıdan da anlaşılacağı üzere Çerkes sürgünü ve soykırımını bir hikaye eşliğinde çok iyi anlatan bir eser.
Aslında kitabımız İstanbul'da geçiyor. Genç bir kız olan Neri'nin annesi babası bir intikam uğruna öldürülüyor ve dedesi Neri'yi korumak için
Tüm kitapsever dostlarıma kitaplarla güzelleşen vakitler diliyorum.
İnsanoğlu varoldukça savaşlar, zulümler hiç bitmeyecek galiba. İki asır önce Kafkaslar 'daki yurtlarından zorla çıkarılan, zulümler ve insana değil hiçbir yaratılana layık görülmeyecek muamelerle katledilen, sürgün edilen bir millet. Öylesine acılarla karşılaşıyorlar ki,
Adsız Roman 1864 Çerkes Sürgünü ve Soykırımı yazar ile tanışma kitabım. Yazarın kaleminin güzelliğini duyuyor, arastırmacı kişiliginin farkındaydım kitabı hem o nedenle hem de konu itibariyle çok merak ediyordum.
Kitap iki ayrı zaman diliminde geçiyor. Bir 1860lara gidiyor bir bugüne dönüyoruz.
Dedesinin kararıyla yurtdışına gönderilen
Lise son sınıfta gittiğim dershanenin zemin katında bi kırtasiyede sürekli çerkes müzikleri daha doğrusu ağıtları çalardı ve hiç anlamazdım neden olduğunu. Çeçenistanı sadece televizyonda duymuştum çokta ilgimi çekmemiş demekki sonrasında bu romanla tanıştım. Hüzünlenerek okuduğum bir roman. Çerkeslerin gelenek göreneklerini, yaşadıkları zulmü anlatan bir tarih ve aşk romanı. Romanda bir kızın başından geçen aşk ve intikam hikayesiyle atalarının başından geçen aşk ve savaş hikayesi paralel bir şekilde anlatılıyor. Günümüzdeki kurgulanan hikayenin atalarının yaşadığına göre sönük kaldığını hissettim. Genel anlamda savaşın kötülüğünü buna karşın aşk ve sevginin güzelliğini hissettiren bir eser. Ancak Sürgünün anlatıldığı bölümler merak uyandırıcı ve etkileyiciydi fakat bağlayıcılık adına yazılan diğer bölümde fazlaca yeşilçam tadı aldım ve o kısımlar bir an önce geçsin istedim. ,Ruslar tarafından katliama uğrayan Çerkes halkının zorunlu olarak yaptıkları göç öncesinde ve sonrasında yaşadıkları acıları, açlık ve hastalıkla birleşen sorunları Janset,Jankat ve Elbruz tarafından bizlere aktarır. Bu üç kişi arasındaki aşk, yardımlaşma ve dayanışma tam da sürgün edilmenin merkezinde yaşanmaktadır.1800 lü yıllarda yaşanmış bu olayları,bizler bir küp içerisinde yıllarca saklanmış mektuplar aracılığıyla öğreniriz.
Temmuz ayının ilk kitabı Sema Soykan’ın kalemi ile tanışma kitabım olan Adsız Roman…
Kitap, Neri (Neriman) ana karakterinin hayatı etrafında şahane bir kurgu ile ilerlerken, Kuzey Kafkasya’dan Osmanlı’ya sürgün edilen Çerkes halkının gerek Kafkasya’da yaşadıklarını - Rusların zulmünü- gerekse göç esnasında ve göç sonrasında Osmanlı topraklarında yaşadıklarını, verdikleri mücadeleleri, kayıpları ve acıları anlatıyor. Bunlarla birlikte, kitapta öyle bir aşk öyküsü ile karşılaşıyorsunuz ki; güzeller güzeli Çerkes kızı Janset’in aşk ile vefa arasında kıvranarak Jankat ile Elbruz arasındaki gönül savaşını kalbiniz sızlayarak okuyorsunuz… Çok güzel bir son ile de kitaba veda ediyorsunuz… Son sayfalarda göz yaşları ile tamamladım kitabı diyebilirim…
Benim gibi kurgu ile tarihin iç içe geçtiği kitaplar okumayı seven herkese gönül rahatlığı ile öneririm…
Daha ilk sayfalarda gizem sizi içine aldığı gibi acı da bir girdap gibi sarıp sarmalayacak.Hüzün gözlerinizde gölge,umut yüreğinizde ışık olacak.Savaşin sesini duymayacaksiniz ama onun getirdiği beyazı siyaha çevirmesini gökyüzündeki grinin dansına,Denizin ala boyanmasina okurken şahit olacaksınız.
Güvenmek lafta olacak bir şey değildir.Sözde
Çerkes Sürgünü Rusya'nın Çerkesya'yı işgalinin ardından, 21 Mayıs 1864 tarihinden sonra yoğunlaşmak üzere, Rus İmparatorluğu tarafından Çerkes halkına gerçekleştirilen toplu katliam ve etnik temizliktir. Okuduğum bu kitap da konu olarak Çerkes Soykırımını anlatmaktadır.
Konu olarak merak uyandıran ve tarihe ışık tutan bir eserdi. Ancak ben okurken öyle sürüklenemedim, o duyguları hissederek okuyamadım. İşte buradan da şuna geliyoruz. Herkes yazar olmamalı, ya da yazmamalı. Çok basit ve sığ bir anlatıma sahip bu eseri okul çağındaki gençler okursa tarih hakkında bilgi edinebilirler tabi.
Osmanlı topraklarına bile ulaşamadan binlerce kişinin öldüğü bu sürgün "tarihin en acı olaylarından birisi" dir. İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Çerkes sürgünü, her yıl Türkiye’de yaşayan Çerkesler tarafından da anılıyor. Deniz kenarında "Nart ateşi" yakıp çevresinde "mezar taşı nöbeti" tutulan anma törenleri yapılıyor.
Bu kadar önemli ve acı bir tarihi olayı duygulanarak okuyabilseydim keşke.
İNSANLIK TARİHİNİN KARA LEKESİ:
1864 Çerkes Sürgünü ve Soykırımı
Yaşanan çok büyük bir trajediydi. Bu duruma göç demek hafif kalır. Masum insanların çeşitli hastalıklardan, açlıktan ve en önemlisi türlü eziyetlerle hayatını kaybetmesi kesinlikle bir cinayetti. Zorla öz vatanlarından sürülüp geri dönülmesine olanak tanılmaması,
Sema Soykandan okuduğum ilk kitap. Mükkemel ötesi bir kitap okudum yine, o kadar akıcı ki kitap ve yine şunu diyorum vay be ben ne okudum.. İnsanlar neler yaşamış zamanında. Şu hayatta yersiz yurtsuz kalmaktan daha kötü bir şey yok sanırım. Kendi vatanından kopartılmak, sürgün edilmek. Bu kitap Çerkes Sürgününü ve Soykırımını anlatıyor. Yıllarca çektikleri sıkıntıları, verdikleri savaşları. Kuzey Kafkasya’dan Karadeniz’e göç eden Çerkes halkları göç öncesinde ve sonrasında derin acılar yaşamış. Kitabın içinde beni etkileyen o kadar çok şey var ki, Yapılanlar sürgün adı altında resmen bir soykırımdı.
Yazarın anlatımı harika. Herkesin okumasını tavsiye ederim.
@semasoykan 'dan okudugum ilk roman. Tarihi roman asigi biri olarak a bayildim. Ne zamandir aklimdaydi okumak ve neden daha önce okumadim diyerek hayiflandim ..
iki döneme sahitlik ettigimiz kurgu yurtdisindan dönen Neri'nin ailesine ait bir küpù çocukken tanididi antikaci Suphi bey' satmak için gittigi dükkanda oglu Aras'la yillar sonra karsilasmastyla basliyor.
Anneannesinin yillar önce yazdigi "Adsiz roman" sarili halde antikaciya satilan küpün için bulunuyor.
• Gerkes halklarinin kültür, tarih, sürgünlerini gerçek olaylar ve mükemmel bir kurguyla harmanlayarak bizlere sunmus yazar.Kuzey Kafkasya'da balayan ve Osmanli topraklarina gelene kadar süren bir varolma ve kurtulus mücadelesi. Rus isgalinden kaçan Cerkes halkinin, Janset ve Jankat'in gerçek askarinin romani.
Roman oldukça titiz bir calismanin ve arastirmanin ürünü bunu okudugunuz her sayfada anliyorsunuz.
Yazarin tüm romanlarini okuyacağım
..Okumayan kaldiysa mutlaka okusun.. Okuyun ,okutun..
Kitap bitip kapağını kapattığım da Allah' ım ben ne okudum, bu nasıl bir insanlık dedim kendi kendime ve insanlığımdan utandım. Tüm o yaşananları gözyaşları ile okudum. Öyke acıydı ki kelimelerim kifayetsiz kalıyor şuan o acıyı, zulmü anlatmaya maalesef....
1864 Çerkes Sürgünü aslında bir sürgün değil bir SOYKIRIM.
"Ruslar, 1787-1792
Aşk ve vicdan arasında seçim yapmak zorunda kalanlara, dayatılan hayatı yaşayanlara, savaşın, göçün acılarını çekenlere, hepsinden önemlisi özgürlüğün, aşkın, sevginin, saygının ve de vefanın değerini bilen cesur yüreklere ithaf edilmiş ve senelerce bir küpün içinde adı konmak için beklemiş, Adsız roman kitabıyla karşınızdayım.
Ne desem, nasıl
Selammm, Bugün sizlere yine efsane ötesi bir kitap ile geldim @semasoykan 'ın yazmış olduğu Adsız Roman.. Mükkemel ötesi bir kitap okudum yine, o kadar akıcı ki hemen bitti kitap ve yine şunu diyorum vay be ben ne okudum.. İnsanlar neler yaşamış zamanında şimdi ki halimize şükür ya ozamanlar da ki insanlar? Hayat ile mücadele edişleri.. Elbette
Bazı kitaplar okunmaz yaşanır .Okuyucu üzerinde derin izler bırakan bir kitap.@semasoykan 'a ait okuduğum ilk kitap ama son olmayacak .
Kahramanımız Neri(Neriman)dedesinin yoğun istediği üzerine anneannesinin ismi konmuştur. Zenginliklerin tek varisi olan Neri.Lise ve üniversite eğitimini İsviçre 'de tamamlayan Neri 12 yıl aradan sonra
Son günlerde okuduğum en iyi tarihi roman. Sema Soykan kalemiyle yeni tanıştım ve çok beğendim.
Acının dili olsa ancak bu kadar anlatılırdı diye düşünüyorum. Neri Adsız Romanın taslağını okurken ne hissettiyse aynı şeyleri hissettim. Karadeniz’in ortasındaki bir gemide göz yaşlarımı bıraktım. Sefaleti, çaresizliği, kaybı, ölümü… İnsan sadece ruhunu teslim ettiğinde ölmez… Yaşarkende ölür.
Kim toprağından koparılmak ister ki…
