Afrika'da Sömürgecilik ve Osmanlı Siyaseti 1800-1922

Muhammed Tandoğan

Afrika'da Sömürgecilik ve Osmanlı Siyaseti 1800-1922 Posts

You can find Afrika'da Sömürgecilik ve Osmanlı Siyaseti 1800-1922 books, Afrika'da Sömürgecilik ve Osmanlı Siyaseti 1800-1922 quotes and quotes, Afrika'da Sömürgecilik ve Osmanlı Siyaseti 1800-1922 authors, Afrika'da Sömürgecilik ve Osmanlı Siyaseti 1800-1922 reviews and reviews on 1000Kitap.
Sultan II. Abdülhamid, 13 Aralık 1891 tarihinde Kuloğulları'ndan milis kuvvetler şeklinde "Hamidiye Alayı teşkil edilmesi için bir irade-i seniyye buyurmuştu... Bu Kuloğulları'ndan teşekkül eden alayın kurulma gayeleri arasında bulundukları bölgelerdeki sömürgeci ecnebi taarruzlarına karşı Müslüman halkı korumakta vardı. Bu şekilde askeri sistem 1902'ye kadar varlığını bu bölgede muhafaza etti.
Sayfa 168Kitabı okudu
Kuzey Afrika'ya kıyasla Doğu Afrika'nın Osmanlı Devleti için kıymetli bir yer olduğu pek bilinmemektedir. Aslında kıtanın bu bölgesinde iktidarı XVII. yüzyılda ele geçiren Uman Sultanlığı'na bağlı hanedanlar ve onların idaresindeki topraklar Osmanlı padişahını daima halife olarak gördüler
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Türkçemizdeki darb-ı mesellerimiz arasında önemli bir yer tutan "Fizan'a kadar yolun var" ve "Fizan'a bile gitsen seni bulurum" sözlerinden de anlaşıldığı üzere, Fizan aslında bir hayaller ülkesi olmaktan öte bugünkü Libya Devleti'ne bağlı bir coğrafi bölgenin adıdır.
Sayfa 161Kitabı okudu
Milliyetçilik ve Sömürgecilik
Refahın tabii bir neticesi olarak, toplum psikolojisi kendisini milliyetçi bir kılıfa sokmuştur. Büyük devletler de milliyetçi görüş, genellikle devletin kudretini göstermek, itibarını yüceltmek, milli karakteri diğer devletler nezdinde teyit etmek ve yabancı nüfuzuna itimatsızlık şeklinde kendini göstermektedir. Bu milliyetçi akımın tezahürü olarak, büyük devletler sömürge sahibi olmayı bir itibar ve büyük devlet olmanın tabii bir neticesi olarak ele almışlardır. Sömürgecilik taraftarlarının sloganı, İngiltere'de "İngiliz ırkının üstünlüğü", Almanya'da "Alman ırkının hayatiyeti", Fransa ve İtalya'da ise "Büyük devlet olmak mesuliyeti" formülü altında tezahür etmektedir. Bu itibarla 19. yüzyıl sonundaki sömürgecilik akımı her şeyden önce, batı milliyetçiliğinin en kuvvetli tezahürüdür.
Sayfa 160Kitabı okudu
Etiyopya içlerinde üretilen ürünlerin dünyaya yayıldığı bu liman şehrinde dünyanın dört bir tarafından tüccarla karşılaşmak mümkündü. Zaten 1536 yılında Osmanlılar tarafından buraya gelip yerleşen Türk tüccarı mevcuttu. Alverez'in iddiasına göre, burada yaşayan Türkler, Osmanlı Devleti tarafindan özellikle Portekizliler'in faaliyetlerini takip edip Osmanlı Devleti'ne bildirmekle görevlendirilmişlerdi.
Sayfa 144Kitabı okudu
Kızıldeniz liman şehirleri, Osmanı Devleti'nin bir yandan Afrika kıtası içlerine girmesini kolaylaştırırken, diğer yandan da Hint Okyanusu'ndaki hâkimiyetini sağlamlaştırmıştı. Bu yönüyle Osmanlı Devleti'nin önemli liman şehirlerini elinde tutmak istemesi, yayılımcı politikasınında aslında bir göstergesidir.
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
Özellikle bu dönemde şeker, fildişi, hurma ve kıymetli taşlar gibi ticari malların yanında en önemli payı köle ticareti oluşturmaktaydı. Esir ticareti özellikle Sudan ve Habeşistan'a mahsus olup, bu ticareti yapanlar tarafından esirler, Hindistan, Mısır ve Arabistan istikametine sevk edilmekteydi.
Sayfa 141Kitabı okudu
Anlaşılan o ki; Hacı Muhammed Doulie'nin gayretleri olmasaydı, Londra'da İslâm bu derece muvaffak olmayacak ve Din-i Mübin-i İslam'ın sesi bu kadar gür çıkmayacaktı.
Sayfa 138Kitabı okudu
Korfu Başkonsolosu Kamil Paşa'nın W.H.Abdullah Quillam Üzerine Mütalaası
Quilliam'ın sıradan bir avukat olup evli ve çocuk sahibi olduğu halde bir aktrist ile gayri meşru münasebette bulunduğu ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Ayrıca bu kadın namusunu iğfal ettiği için mahkemeye başvuracağını haber verince, Quilliam İslam'ı kabul etmek zorunda kalarak bu kadınla nikâhlanmıştı. Ayrıca halkın üzerindeki kötü
Sayfa 135Kitabı okudu
Özellikle kolonilerde ve İngilizlere ait sömürge bölgelerinde, Hıristiyan misyonerler tarafında yapılan bütün baskılara ve çok sayıda misyonerin yerlilere ait bu toprakları işgal etmelerine rağmen İslâm dininin hızlı bir şekilde yayıldığı vurgulanıyordu.
Sayfa 134Kitabı okudu
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.