Üç zeytin, çeyrek ekmekle büyümüş kenar mahalle insanların hikâyesi...
Mahallenin ismi; "Kolera Mahallesi"
Bu mahallede o kadar güzel ve aynı zamanda o kadar kötü şeyler oldu ki siz de okurken bana hak vereceksiniz (Zor bulunan bir kitap maalesef). Güzel bir tarafından bahsedecek olursam; İnsanları her acıya hemen alışması ve eski sayılabilecek bir zamanda geçen bir kitap olması, kabul edersiniz ki eski günler hep daha saf, temiz ve el değmemişti(Her ne kadar el değmişler çok olsa da). Kötü bir tarafı ise hayatın acımasız gerçeklerini tüm çıplaklığıyla gözümüze gözümüze sokması. "Gerçekler Acıtır" sözünden hareketle kötü diyebiliriz bu mahallede geçen olaylara veya kahpeliklere. Zaten kitaptaki Berber Ali karakteri "İnsan olan insanın oturacağı yerler değil buralar!" demesiyle belli etti ne kadar kötü bir yer olduğunu.
Kolera Mahallesi'nde yaşayanların zarı her zaman Hepyek gelirdi. Ah bir düşeş gelseydi siz o zaman görün bu insanları...
------------
Kolera mahallesinde keşke ben de yaşasaydım dediğim anlar oldu, iyi ki yaşamıyorum dediğim anlar da oldu. Sokak jargonu dili olması hem güzeldi hem de kötüydü. İkizler burcu musun derseniz hayır değilim :)
Kısacası; Yeraltı dünyasını kavramak için okunması gereken kitaplardan. Ben okurken kendimi yeraltı dünyasının en façalı insanı hissettim.
Ç I T
446.jpg)
Küçük İskender
Antuan'dan yükselen ilahi mevlevilerin Dolapdere'de klarnet sesine döküldüğü intihar