- Deli deme anneye, ağzın eğri kalır, ayriyeten taş kesilirsin.
Sonra "Safiyanım putperest olmuş evinde ağzı eğri bi heykel besliyo" diye mahallede laf çıkar.
Ben artık film filan anlamaz oldum Sıdıka. Bi görüntü beş kez tekrarlanmassa aynı cümle defalarca bağrılmazsa hatta bazı şeyler daire içine alınmazsa, baktığımdan hiçbir şey anlamıyorum.
"Senin iyiliğin için" diye otomatiğe bağlamış insan modeli böyle şeylere asla alınmaz. Görevleri sandıkları şeyin içinde, iyiliğini istedikleri kişinin çaresiz öfkelere kapılarak bağırıp çağırmasını derin bir suskunlukla dinlemek de vardır. Söylenenleri, sizi, sizin iyiliğinize davet ettikleri mekânın duvarlarına, masalarına "Nah şuraya yazıyorum, dediydi dersin" temennisiyle sesli ya da sessiz kaydedip o kutlu "Demiştim" anının gelmesini beklerler.
Ben sana ne diyim bilmem ki Kenar. Eskiden klasik bi salaktın ve bu dijital kazma halinden daha katlanılabilir bi tarafın vardı. Semtlere internet kıraathaneleri açılalı beri dilin "error" felan gibi laflara da dönmeye başladı. Tebrik ederim, kazmalığın her alanında en son teknolojiye göre yeniliyosun kendini. Umarım ben hayattayken memleketimizin güzide ayılarının hizmetine "ışınlanma" teknolojisi filan da girmez. Çat kapı üç boyutlu olarak hiç çekilmezsiniz.