Ahlâk-ı Alâ’î

Kınalızade Ali Efendi

En Eski Ahlâk-ı Alâ’î Gönderileri

En Eski Ahlâk-ı Alâ’î kitaplarını, en eski Ahlâk-ı Alâ’î sözleri ve alıntılarını, en eski Ahlâk-ı Alâ’î yazarlarını, en eski Ahlâk-ı Alâ’î yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Baharımıza dolu düştü, bu yüzden gül fidanımızda tek bir yaprak kalmadı.
Ahlâk-ı Alâ’î
Ahlâk-ı Alâ’î
Reklam
Klasik Düşünce Okulu'nun Youtube videoları ile İhsan Fazlıoğlu hocadan Kınalızade Ali Efendi'nin Ahlâk-ı Alâ’î okumaları youtube.com/watch?v=mie0n4d...
Kınalızade Ali Efendi
Kınalızade Ali Efendi
Ahlâk-ı Alâ’î
Ahlâk-ı Alâ’î
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Ders Notları ia803203.us.archive.org/10/items/ihsan-...
Ahlâk-ı Ala'î'nin dili ağırdır. Bu ağırlık metnin bir imparatorluk eseri olma niteliğinden ileri gelir. Osmanlı ahlâk literatürü arasında yüksek dili bulan bu eser, üslup ve dil kategorilerini süslü, ağır gibi sıfatlara bölerek mütalaa etmek ve kıymetlendirmek zaviyesinden görülemez. Kınalızade, referans bir metin hazırlar, ana bir metin vücuda getirir. Bu itibarla ana metinlerin ara kavramları, ince hikmetleri ifadede dilin geniş imkânlarına ve söz varlığına dayanması zaruridir. Yazılış tarihinden itibaren sarsılmaz bir itimat uyandıran bu Osmanlı klasiği en çok okunan ahlak kitabı olarak kıymeti takdir edilmiş, asli fonksiyonunu icra etmiştir.
Hürriyet, nefsin güzel bir yoldan kazanılmış olan mal ve mülkü iyi yollarda sarfetmeye kadir olup, pis yol­lardan kazanıp kötü yallarda harcamaktan kaçınmaktır. Buna güç yetiren insan hürriyete sahiptir. Bunun aksi olan, yani nefsini heva ve hevesinin peşine takıp, bunları gerçek hayra kullanmaya kadir olamadığı için gerçek hürriyetine de sa­hip olamaz (Kınalızade 1, 108).
Yaşam gereçlerinin tamamlanması için faziletli insanların akıllarının acizlik ve hayret deryasında boğulduğu ilginç işler ilham edilmiştir. Nitekim bal arısı altıgen evler yapar. Kenarlarını tam ve eşit, açılarını paralel ve altıgen olarak tercih etmesindeki hikmet, onun daireden geçen en geniş şekil olmasıdır. Daire hepsinden geniş olsa da dairevi şekiller bir yere toplandığı zaman aralarında kaçınılmaz olarak açıklık kalır. 0 zaman mekânın zayi olması gerekir. Ama altıgen şekiller birbirine birleştirilince aralarında hiçbir açıklık kalmaz ve yer asla zayi olmaz. Dörtgen de toplandığında açıldık kalmaz, ama dörtgen altıgenden dardır. Şüphesiz hem genişlik hem de açıklığın kalmaması altıgenden başka bir şekilde tasawur edilmez. Geometri âlimlerinin acizlik ve şaşkınlık dairesinde çizgi ile kuşatılmış merkez noktası misali çıkarmaktan bıkmış olduğu bu durum ve diziliş inceliklerini, düzen ve terkip sanatlarını ezelî hikmet sahibi Yüce Allah ilham etmeden ve öğretmeden bilgisiz bir hayvan nasıl düşünür? Öyle ki âlemin türleri kendi mümkün yetkinliklerine onun sayesinde ulaşmışlar ve istenen düzen ve belirlenen beka ezelî irade gereği meydana gelmiştir.
Reklam
Mesela, hikmet erdeminin altında yer alan erdem türlerini yedi ile sınırlamış ve bunların zekâ, çabuk anlama, zihin açıklığı, kolay öğrenme, güzel düşünme, ezberleme ve hatırlama olduğunu söylemiştik. 1) Erdem ve orta olan “zekâ"nın ifratı hilekârlık, tefriti ahmaklıktır. Burada kastedilen, yaratılıştan gelen ahmaklık değil, bilakis kötü seçim ve vakit öldürmekten kaynaklanan ahmaklıktır. Tabiatta yerleşik olduğu sanılan ahmaklık genellikle tekrar, alıştırma, öğrenim ve ders alma yoluyla giderilir. Doğuştan gelen zekâ ve tabiata yerleşmiş akıllılık akıl gücünün uzun süre terk edilmesi ve kullanılması sebebiyle kaybolur. Ey yüksek kavrayışlı ama gevşek Bu yüzden ancak çanak satan adam Ey gönlü kapalıyken öğrenimle Yedi iklime baş kadı olan insan“ 2.Orta ve itidal derecesi olan “çabuk anlama”nın ifratı hızlı hayal kurmaktır. Bu huy, önermelerin hükümleri tam olarak anlaşılmadan, belki genel olarak parlayıp hemen sönmek suretiyle hüküm hatası ve tasavvur bilgisizliğine sebep olur. Çabuk anlamanın tefriti, ölçüsünden fazla yavaş anlama ve geç idrak etmedir. 3) Orta ve itidal olan “zihin açıklığı”nın ifratı, maksadın tespitine engel olacak şekilde ölçüsünden fazla parlamadır. Tefriti ise nefiste meydana gelen ve geç sonuç çıkarmaya neden olan karanlıktır. 4) Orta olan “kolay öğrenme”nin ifratı, öğrenimde öğretmenin öğrettiği ilmî suretleri pekiştirmeye mecal bırakmayacak şekilde aşırı hızlılık ve işe koyulmadır. Tefriti, öğrenme zorluğuna yol açan taassuptur.
5) Orta olan “güzel düşünme”nin ifratı, düşünme ve akletmeyi gerekli ve uygun olmayan yerlerde harcamaktır. Tefriti, fikrin istenen konuyu tam olarak akletmekten aciz kalmasıdır. 6) Orta olan “ezberleme”nin ifratı, edepsizlik ve hiciv şiirleri, maskaralık ve komedi fıkraları, faydasız sohbet ve hikâyeler gibi ezberlenmesi gerekli ve hoş olmayan ezberlemektir. Tefriti ise ezberlenmesi güzel görülen şeylerde tembellik göstermek ve yararlı suretleri pekiştirmekten uzak durmaktır. 7) Orta olan “hatırlama”nın ifratı, gerekli olmayan şeyi hızla bilince getirmek için vakit öldürmek ve organları zayıflatmaktır. Tefriti ise gözetilmesi zorunlu ve güzel olan şeyleri terk etmek ve kullanmayarak unutulmasını sağlamaktır. Diğer fazilet türleri de bu şekle göre kıyaslanmalı ve değerlendirilmelidir.
375 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.