Çağdaş emekçi sınıfların tüm belirleyici ve ahlaki tutumları, endüstri çağının ürünleridir. Bunlar bir dereceye kadar; emekçileri, esas yararlarından mahrum ederken, onlara eğitim için çok sınırlı olanaklar bağışlayan ve böylece onlara, diğer çağların toprak ve mülk sahibi olmayan sınıflarının mahrum olduğu ekonomik ve politik bir bakış açısı veren demokratik hareketin sonucudur.
Hem dini hem de Laik- Liberal Hareketin, bireylerin ahlakı ile toplulukların -ister ırklar, ister sınıflar veya milletler halinde olsun- ahlakı, arasındaki esas ayrımının bilincine varmamış görünmesiydi.
Bu ayrım ahlaki bir kinizm için yapılmamalıdır. Ayrıca topluluğun yalnız kendi çıkarlarını, gözetmesi gerektiğine inanılarak da yapılmamalıdır.