Zülfün hikayesini gönülde misal edip,
Gam kıssasını levh_i perişâna yazmışım,
(Ey sevgili! Saçlarının gönlümdeki macerasını misal göstererek, gam hikayesini perişan bir kağıt üzerine yazdım.)
“Canıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr
Öyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim.”
(Ahmed Paşa)
Ezel gününde sevgilinin gözü bana bir merhaba lûtfetti.
O gün bugündür, o bakışın mestliğiyle başka birinin merhabasını hiç tanımadım…
O selvi boylu sevgili eğer dudağındaki balın üstüne bir gül budağını dikecek olsa, diktiği fidan meyve olarak kadeh verir.
(Leb-i şehîdinin üstünde ol sehî-kâmet, dikerse gül budağın vere berg ü bâr kadeh)
Ay ışığından vazgeçtim ben; şimdi senin yanak güneşinin aydınlığıdır bana yol gösteren...
(Benim fürûğ-ı kamerden ferâgatım var kim, Çerâğ-ı mihr-i ruhundur delîl-i râh bana)