Siir, kültürlerin edebî mirasinin en temel ögelerinden biridir. Zira her siir aslinda ait oldugu topraklarin çok yönlü bir yansimasidir. Konu seçiminden dil özelliklerine ve üslup niteliklerine kadar siiri tamamlayan tüm unsurlar, sairin hem iç dünyasinin hem de yasadigi toplumun sosyal kabullerinin bir nevi aynasidir. Bu kitabin konusu olan Ahmet Kaçar da asirlarin gelenegini ruhuna sindirerek derin gözlem gücü, hassas duyus kabiliyeti, engin birikimi ve nevi sahsina münhasir üslubuyla misralar boyunca insani ve toplumu anlatmistir. Öte yandan kabul görmüs bir kanidir ki her siirin hakikati sairinin gönlünde gizlidir. Lakin her ne kadar bir siirin üzerine söylenecek her söz eksik kalsa; imgelerin, metaforlarin ardina gizlenen ifadelerdeki maksat daima sairin ruhunda mahfuz olsa da dizelerden yükselen sesleri duymak, insani ve hayati yeni bir solukla içine çekmenin essiz bir yoludur. Hâliyle Kaçar'in siirlerine kulak veren bu çalisma da kendimizi ve yasami farkli perdelerden okumamiza vesile olacak; bu dünya yüzünü bir de onun zihninin ve yüreginin gözüyle görmemizin kapisini aralayacaktir.