Akıl Hastalığı ve Psikoloji

Michel Foucault

Akıl Hastalığı ve Psikoloji Posts

You can find Akıl Hastalığı ve Psikoloji books, Akıl Hastalığı ve Psikoloji quotes and quotes, Akıl Hastalığı ve Psikoloji authors, Akıl Hastalığı ve Psikoloji reviews and reviews on 1000Kitap.
Anna Freud
Histerik kişi, özellikle bastırmaya başvurur. Bilincinden bütün cinsel tasarımları çıkarıp korunma önlemi olarak, psikolojik devamlılığı sekteye uğratır. Bu “psişik baygın­lık” durumunda, histerik kişinin görünürdeki “neşeli” halini oluşturan bilinçaltı, unutma, umursamazlık ortaya çıkar. Histerik kişi aynı zamanda, bedensel bütünlüğünü bozarak, bedeninden tüm cinsel sembolleri ve ikame et­meleri silmeye kalkışır. Duyum yitimleri ve abartılı felç halleri buna örnek gösterilebilir.
Gerileme, geçmişe doğru doğal bir düşüş değil, şimdiki zamandan kasıtlı bir kaçıştır. Bir dönüşten ziyade, bir çaredir. Ne var ki, şimdiki zamandan yerine başka bir şey koymadan kaçılamaz.
Reklam
Evrimde, geçmiş, şimdiki zamanı gerçekleştirir ve mümkün kılar. Tarihte ise, şimdiki zaman geçmişten ayrılarak geçmişe bir anlam katar ve geçmişin anlaşılır olmasını sağlar.
Diyaloğun bu ikircikli potansiyelini kaybeden ve konuşan özneye gösterdiği şematik yüzün dışında bir söz söyleyemeyen hasta, sembolik dünyasının kontrolünü yitirmekte ve sözcüklerin, işaretlerin, rimellerin hepsi, kısacası insanların dünyasında referans gösterilebilecek ve imada bulunulabilecek ne varsa, anlamlı bir denklik sistemine dahil olmaktan çıkmaktadır. Sözler ve vücut hareketleri, kendisinin ve ötekilerin niyetlerinin karşılaştığı bu ortak alanın dışında yer alıp, kaygı uyandırıcı ve bütünlüklü bir varoluş biçiminde, kendi kendilerine varolan anlamlar ol­maktadır. Bu durumda gülümseme, her zamanki selam­laşmaya yönelik alelade bir yanıt olmayıp, nezaketin her­ hangi bir sembolik denkliğine indirgenemeyecek gizemli bir olay haline gelmekte, hastanın ufkunda bilemediği­miz bir gizemin sembolü, sessiz ve tehditkâr bir ironinin ifadesi olarak uzaklaşmaktadır. Zulüm dünyası her açıdan kendini gösterir.
Dahası, bir emir vermek, her zaman için bu emri algılayacak bir kulağı, anlayacak bir zekâyı ve emri yerine getirecek bir bedenin var­lığını gerekli kılar.
Anlatmak ya da sadece konuşmak ve hatta daha da basit bir şekilde, bir emir vermek, hiç de kolay bir şey değildir, ilk başta, benim dahil olmadığım ancak bir diğerinin benim ye­rime dahil olabileceği bir dünyaya, bir olaya ya da kurulu bir düzene atıfta bulunmak gerekir. Öyleyse, ötekinin bakış açısını bilmeli, kendiminkine dahil etmeliyim. Aynı zamanda, kendi eylemimi (verilen emir), bu emri yerine getirecek olan öteki­nin potansiyel davranışını düşünerek ele almalıyım.
Reklam
Freud’un “sadik-anal evre” olarak nitelendirdiği bu süreçte oluşan takıntılar, takıntılı sendromları belirginleştirir: Arzulanan nesnenin radikal karşıt değerliliğinin görülebileceği çelişkili kuşku ve sorgula­ma belirtileri, yasaklamanın gücü tarafından sürekli telafi edilen dürtüsel çekim, kendine karşı önlem almalar; sertlik ve incelik, suç ortaklığı ve reddetme diyalektiği.
Karmakarışık bir durumdaki öznenin, zamanda ve mekânda yerini belirlemedeki yetersizliği, davranışının seyrinin durmadan kesintiye uğraması, ötekinin dünyasına ulaşabilmek için içine hapsolduğu ânı aşmasının imkânsızlığı, geçmişi ve geleceği düşünmesindeki tıkanıklık; bütün bu olgular hastanın hastalığını, ortadan kalkmış işlevlerin terimleriyle düşünmemi­zi gerektirir. Bu durumda, hastanın bilinci dayanak noktalarını yitirmiş, kararmış, daralmış ve parçalı hale gelmiştir.
Savunma mekanizmaları ve kaygı
Kaygının gizli dayatmasıyla savunma mekanizmaları devreye girmeye başlar. Kaygının tekrar su yüzüne çıkma tehdidi karşısında bu mekanizmalar bütün bir yaşam boyu kendi ritüellerini, önlemlerini ve katı manevralarını tekrarlar durur.
Gerileme
Gerileme, geçmişe doğru doğal bir düşüş değil, şimdiki zamandan kasıtlı bir kaçıştır. Bir dönüşten ziyade, bir çaredir. Ne var ki, şimdiki zamandan yerine başka bir şey koymadan kaçılamaz. Patolojik davranışların düzeyine yükselen geçmiş, terk edilmiş bir vatana dönüş ya da kutsal bir toprak değil, ikame etmelerin hayali ve yapay geçmişidir.
Sayfa 42 - AyrıntıKitabı okudu
515 öğeden 331 ile 340 arasındakiler gösteriliyor.