Sürekli ölmeyi öğrenmek
bu içi geçmiş yaşamda
Hava kapısından kaçıp
yeni günahlar getirmek uyuyan gezegenlerden
Soluğun o eski nesnesinde
en son alıştırmayı yapmak
ürküp yeni ölümden
Gözyaşları nereye aktı peki
dünya kuruyup gittiyse?
Karanlık bir dizeye çörekleniyor
ışığın saçtığı aydınlık
dalgalanıyor anlamak bayrağıyla
Dehşet içinde aramaya çıkıyorum
Ama bambaşka bir yerde bulmak-
Hiçbir şey yapmamak
solmak göz göre göre
Kapıp kaçırılmış bir kanat vuruşuna ait
ellerimle dikmeye çalışıyorum bir deliği
ama ellerim durmuş bu apaçık uçurumun kıyısında
inliyorlar-
öylesine derine indim ki
doğumumu aşıp
ulaştım sonunda eski ölümüme
o da beni gerisin geri
bu şakıyan piramide yolladı
ölçmem için ateş almış
suskunluk ülkesini
beyaz bir özlem duyuyorum sana
ölüm -vazgeç üvey babam olmaktan-
Giysilerimi yıkıyorum
Çokça ölmek sinmiş gömleğe
çoksesli ölüm şarkısını söylüyor şurda burda
Kovalayanlar uyuyup bir güzel ölümü
iğnenin deliğinden geçiriyorlar
Kumaş da istekli mi istekli
koynuna alıyor uyuyorken -
Sevgili ölü kardeşlerim benim
karanlıktan kesilmiş bir tutam saç
adına gurbet diyorlar
uzuyor usulca açık kalmış zamandan içeri
Bense gizli bir ölçüye uyarak
ölüp gidiyorum
tomurcuklarıyla gerinen bir dakikaya
yine de dikiyorlar kaynanadillerini
toprağa ardımdan -
Şarabını yalaza devreden bir asma çubuğuyum ben
kaykılıyorum geriye doğru -
sürekli ölmeyi öğrenmek
bu içi geçmiş yaşamda
hava kapısından kaçıp
yeni günahlar getirmek uyuyan gezegenlerden
soluğun o eski nesnesinde
en son alıştırmayı yapmak
ürküp yeni ölümden
gözyaşları nereye aktı peki
dünya kuruyup gittiyse?
Bırak dökülsün gözyaşlarında
zincirlerinden kurtulmuş ağırlığı korkunun
Farklı dünyaların dengesini
iki kelebek koruyor senin için
Gözyaşlarını şu söze döküyorum ben:
İşte içindeki korku başladı ışımaya
hiçbir şey yapmamak
solmak göz göre göre
kapıp kaçırılmış bir kanat vuruşuna ait
ellerimle dikmeye çalışıyorum bir deliği
ama ellerim durmuş bu apaçık uçurumun kıyısında inliyorlar