Atatürk’ün bu başı dik özgür karakteri, onu "baş eğmeye mecbur eden" kişilerle ve sistemle karşı karşıya getirmiştir. Bu nedenle, önce okulda baskıcı öğretmenlerine, sonra Osmanlı’daki kavmi-i necip (üstün kavim) anlayışına ve son olarak da sisteme, saltanata/padişahlığa/hilafete başkaldırmıştır.