Birden üzüldüm neşemi kaybettiğime! Merak da ettim, uçurtma peşinde koşarken içime sığmayıp taşan o sevincin nereye kaybolup gittiğini. Unutmuş olabilir miydim bir yerde ? Mümkün müydü bu ? Yani insan çanta ya da cüzdan unutur gibi unutur muydu sevincini ?
Hatice Meryem'in "Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun" ve "İnsan Kısım Kısım Yer Damar Damar" kitaplarına tek kelimeyle bayılmıştım.
Aklımdaki Yılan bir öykü kitabı. Diğer iki kitabı kadar olmasa da yine mesajlar veren, hiç bir öyküyü boş geçmeyen bir kitap. Bazı öyküleri çok durağan bulsam da annelik ve annelik halleri üstüne yazar epeyi bir kafa yormuş ve gözlem yapmış. Yaptığı başarılı gözlem ve deneyimleri de biz okuyuculara öykü olarak geriye döndürmüş. İyi ki böyle yapmış...
“Güldü. Onu güldürmeye bayılıyordum. Zaman tam o gülerken dursun istiyordum. İçindeki sevinci her şeyden çok önemsiyordum. Çocukken içim içime sığmazdı benim de.”
Sayfa 23 - İletişim Yayınları, “At Kürt Uçurtma Şenlik”
Bana göre çocukluk bir tür koma haliydi. Annelik de daimi refakatçilik. Uyanacağı günü ona masallar anlatarak, sabırla bekleyecektim. Ve sonra dünyanın ne menem bir yer olduğunu anlatacaktım ona.
Sanırım en çok da trajik olayları mizahi bir bakış açısıyla görüp kaleme dökenlere imreniyorum.Kitabı okurken Hatice Meryem'in ismini çok ça zikredip teşekkür ettim.Mizah,sağlam kalem ve ironi..bu üçü ve daha fazlası.. küçücük görünen dünyalarda, uçsuz bucaksız evrenler saklı, çok uzağa gitmeye gerek yok;tabi görebilene...
Çocukken içim içime sığmazdı benim de.Uçurtma peşinde koşardım boş arsalarda.Yürümezdim hiç;hep koşardım.Ayağım takılıp düşecek gibi olsam da durmaz, düşmeyi göze alırdım.Yeryüzü ayaklarımın altından sabun gibi kayardı.Yetişkin biri olduktan sonraysa bende herkes gibi neşemi kaybetmiştim.
Birden üzüldüm neşemi kaybettiğime!Merak da ettim, uçurtma peşinde koşarken içime sığmayıp taşan o sevincin nereye kaybolup gittiğini.Unutmuş olabilir mıydım bir yerde? Mümkün müydü bu?Yani insan çanta ya da cüzdan unutur gibi unutur muydu sevincini?