Aksaray'da İnecek Var
Ergün PoyrazAksaray'da İnecek Var Gönderileri
Aksaray'da İnecek Var kitaplarını, Aksaray'da İnecek Var sözleri ve alıntılarını, Aksaray'da İnecek Var yazarlarını, Aksaray'da İnecek Var yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Stalin'in tavuğu
Saf insanlara "Size cennetin
anahtarını vereceğiz.." diyerek yola çıktılar.... Parmaklarını kaldırtarak "oy yemini" ile onları iktidar yapanlar yine yarı aç yarı
tok sürünürken onların ilk işi ülkemin her
yanına rüşvet turnikeleri kurmak oldu.
Hiç Allah'tan korkmadılar... Kuldan ise utanmaları yoktu...
Onlar; İngiliz stili ceketler, İtalyan kravatlar, modern batı giysileri çekip, son model ciplerle ortalıkta dolanırken, halk çöplükten ekmek topluyor, insanlar bebelerine süt bile alamıyor, anneler marketten mama çalarken yakalanıyordu.
Bir pis düzen tutturmuşlar, milletin parası ile milleti kandırıyorlar... Tıpkı yumurtası için tavukları yemlemek gibi...
Yardım paketleri...
Makarna...
Kuru fasulye...
Kömür...
Çeyrek altın...
Hiç utanmıyorlar...
AKP DÖNEMİNDE KAPATILAN KURUM VE İŞLETMELER
SSK Eczaneleri (Tasfiye Edildi)
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (Tasfiye Edilerek İl Özel İdarelerine Devredildi) REYTEK
Adana, Adıyaman, Besni, Kâhta, Malatya, Akçaabat, Akhisar, Aydın, Muğla, Milas, Bafra, Batman, Bekirhan, Beşiri, Kozluk, Kurtalan, Sason, Bitlis, Bursa, İnegöl, Hamdibey, Denizli, Acıpayam, Güney, Tavas, Buldan, Kale, Diyarbakır, Silvan, Bismil, Hatay, İskenderun, Yayladağ, Altınözü, İstanbul, İzmir, Cumaovası, Kemalpaşa, Tuzla, Yazıbaşı, Manisa, Kula, Salihli, Sarıgöl, Selendi, Osmancalı, Saruhanlı, Muş, Samsun, Tokat, Erbaa, Gümüşhacıköy, Taşova Yaprak Tütün İşletme Müdürlükleri ve Diyarbakır Yaprak Tütün İşletme Fabrikası Müdürlüğü...
Adana, Afyon, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Sivas, Tokat, Trabzon, Van ve Zonguldak Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlükleri...
AKP HÜKÜMETİNİN SATTIĞI
İŞLETME VE FABRİKALAR (2003- 2014)
Gazeteci Mehmet Akkaya 31 Aralık 2014 tarihinde "Okuyacağınız liste, 12 yıllık iktidarı döneminde AKP Hükümetinin satıp savurduğu Cumhuriyetin birikimleridir" açıklamasıyla listeyi şöyle yayımlıyordu:
Cam ve çimento sanayi
Ünye Çimento A.Ş.
Paşabahçe Cam Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Trakya Cam Anadolu Cam Soda Sanayi
Metal Sanayi
ERDEMİR İSDEMİR ÇELBOR
TAKSAN
Oymapınar Barajı
Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş.
Eti Alüminyum A.Ş.'ye ait Antalya Limanı Eti Alüminyum'a ait 4 taşınmaz GERKONSAN (Gerede Çelik Konstrüksiyon ve Teçhizat Fabrikaları San. ve Tic. A.Ş.) DİTAŞ (Doğan Yedek Parça İmalat ve Teknik A.Ş.) TÜMOSAN ORTADOĞU TEKNOPARK A.Ş.
Tarımsal Sanayi
T.Z.D. A.Ş. Sakarya Traktör İşletmesi SÜTAŞ Malatya İşletmesi HEKTAŞ A.Ş. (Veteriner İlaçları ve Halk Sağlığı İlaçları) Türkiye Gübre Sanayi A.Ş. (TÜGSAŞ) TÜGSAŞ A.Ş...
İŞTE AKP'NİN 12 YILLIK UTANÇ TABLOSU
AKP döneminde gelir adaletsizliği zirve yapıyor, ülkenin yarıdan çoğu açlık sınırındayken AKP ile birlikte türeyen kaymak tabaka milyon dolarlarını milyar dolar yapma yarışına giriyorlardı.
İnsanlar çöplerden ekmek toplarken, AKP zenginleri ise yemeğe doymuyorlardı. Tayyip'in çocuklarının ticaretini yaptığı pırlantada KDV sıfırken ilaçta % 18, % 8 gibi oranlar uygulanıyordu.
Tayyip'in oğullarının gemileri mazotu bin küsur gibi oldukça düşük fiyata alırken köylü 4 bin lira civarında para ödüyordu.
İnsanlar yüksek vergileri ödemek için kıvranırken yandaş şirketler ve Tayyip'in çocukları vergi ödemiyordu. Tayyip'in ve bazı Bakanların çocukları ticaret yaptıkları gemilerine yabancı ülke bayrağı çekerek vergi vermekten kaçıyorlardı.
Son elli yıldaki tüm hükümetler, 130 milyar dolar dış borç yapmıştı.
Tayyip hükümeti ise tek başına 12 yılda 368,8 milyar dolar dış borç yaptı.
Son elli yıldaki tüm hükümetler, 155,2 milyar TL iç borçlanmaya gitmişti. Tayyip hükümeti ise tek başına 12 yılda 412,4 milyar TL iç borç yaptı. Satılan onca zenginliklerimize rağmen...
"ERGÜN POYRAZ MEZARLIK TEMİZLİYOR!"
Emin Çölaşan: Sevgili okuyucularım, yazar Ergün Poyraz'ın başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi desem yeridir.
Olayı çok kısaca özetliyorum:
Ergün Poyraz düzmece Ergenekon davasında ilk tutuklanan kişilerden biri oldu. Temmuz 2007'de girdiği Silivri cezaevinden Mart 2014'te öteki sanıklarla birlikte tahliye edildi.
Hapishanede de kitaplar yazdı. İçeride ve dışarıda yazdığı kitapları okuyan Tayyip ailesinin sinir sistemi fena halde bozuluyordu. Bazı kitapları şunlar:
Musa'nın Çocukları, Patlak Ampul,
Hilafet Ordusundan Arap-Kürt Partisine, Kalpazan, Takunyalı Führer. Hapishanede yazdığı son kitabın adı
İplikçi idi.
Niye Geldin Gözaltısı
Son kurban dedik ama kurban biter mi? 1 Haziran 2015 tarihinde Tayyip'in Iğdır mitingi sırasında, mitingi alanın dışında izleyen 26 yaşındaki Hüseyin Ali Karabağ, iddiaya göre "Ahmet Davutoğlu geldi ne değişti ki, şimdi de Cumhurbaşkanı gelmiş, niye gelmiş" dediği için polisler tarafından kargatulumba gözaltına alınıp, geceyi nezarette geçirdikten sonra adliyeye sevk edildi.
TAYYİP İÇİN HER GÜN BİR KİŞİYE DAVA AÇILDI
Tayyip, bugüne kadar gelen Başbakan ve Cumhurbaşkanları arasında halk ile en çok kavgalı olanlardan. Ortaokul talebeleri bile Tayyip'e hakaretten derste polis tarafından gözaltına alındı.
Tayyip'e hakaret gerekçeleri arasında "karikatürdeki parmak" ve "şarkıya eşlik etmek" de var...
26 Mart 2015 tarihinde Sözcü gazetesinde Deniz Ayhan, bu konuda bakın neler aktarıyor:
"10 Ağustos 2014 günü koltuğuna oturan Cumhurbaşkanı Erdoğan 226 günde 236 kişiyi 'hakaret' iddiasıyla şikâyet etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret iddiasıyla 7 ayda açılan soruşturma sayısı 236'ya ulaştı. Böylelikle, 10 Ağustos 2014 günü koltuğuna oturan, 226 gündür Cumhurbaşkanı olan Erdoğan'a 'haka-
ret' ettiği gerekçesiyle, her gün en az bir kişi, soruşturmaya uğradı. Erdoğan'ın 'hakaret' iddiasıyla şikâyetçi olduğu davalarda da lise öğrencileri dahil çok sayıda sanık var. Bu sanıklardan 8'i ise tutuklu bulunuyor. Açılan 226 soruşturmadan şimdilik 105'i davaya dönüştü. Son 10 gün içerisinde, Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla Türkiye'nin gündemine gelen olaylar söyle:
ERDOĞAN'IN BM ZİYARETİNE DAMGA VURAN OLAY
26 Eylül 2014 tarihli Samanyolu Haber'de; "BM 69. Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde ABD'nin New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretinin son gününe, korumaları ile New York polisi arasında yaşanan arbede damgasını vurdu" haberi yer alıyordu.
Tayyip, hem dünyada hem de ülkemizde itibar kaybediyor, dünyanın hemen hemen her yerinde istenmeyen adam oluyordu.
Birleşmiş Milletler (BM) 69. Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde ABD'nin New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretinin son gününe, korumaları ile New York polisi arasında yaşanan gerginlik damgasını vurdu.
ERDOĞAN'IN TÜRKLERE MALİYETİ 1 MİLYAR DOLAR
6 Kasım 2014 tarihinde Alman gazetesi Die Welt Tayyip'in yaptırdığı Ak Saray'ın maliyetini çıkardı. Tam 1 milyar dolar!
Kamuoyunda Ak Saray olarak bilinen yeni Cumhurbaşkanlığı sarayı, dış basında haber olmayı sürdürüyor. Alman Die Welt gazetesi, Cumhurbaşkanlığı sarayına yapılan harcamaları gündeme getirdiği haberini, "Erdoğan'ın Türklere
maliyeti 1 milyar dolar" başlığıyla verdi.
Başlangıçta 250 milyon dolar olarak açıklanan Cumhurbaşkanlığı sarayının maliyetinin ikiye katlandığını ve saray için yapılacak toplam harcamanın 615 milyon doları bulacağını hatırlatan Die Welt, haberinde şu ifadelere yer verdi:
"Cumhurbaşkanlığı sarayının maliyeti 615 milyon dolar.
Buna ilaveten Cumhurbaşkanlığı harcamaları için 178 milyon dolar bütçe öngörülmüş durumda. Ayrıca yeni alınan Airbus A330-200 tipi uçak için de 185 milyon dolar harcandı. Bunların toplamı 978 milyon dolar ediyor. Boğaz'da ve Ege'de Cumhurbaşkanlığı için ayrılan köşklerin tadilatı buna dahil değil.
Ancak belli olan şu ki, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı görevine başlamasının maliyeti bir milyar dolar.
“BAŞKANLIK SİSTEMİ, AMERİKAN EMPERYALİZMİNİN TAVSİYESİ"
Yok yok bu sözler bana ait değil!. Kime mi ait? Tabii ki Tayyip'e!... Nasıl mı?
Şöyle:
Tayyip tek adam olma yolunda en güçlü sinyali 20 Nisan 2010'da veriyor, Başkanlık sistemi istediğini söylüyordu.
Muhalefet Tayyip'in bu önerisine tepki gösterirken hukukçular da olumlu bakmıyorlardı. Ortak görüş, yargı bağımsızlığının tartışıldığı dönemde bu sistemin sivil diktaya yol açacağı
yönündeydi.
Başkanlık sistemini tek işletebilen ülke ABD'ydi. Bu konuda uzmanlar şunlara dikkat çekiyorlardı:
"Bu sistem seçimle gelen bir kişinin her şeye sahip olmasını sağlar. Türkiye'de kuvvetler arasında yatay geçişler olduğu için bu rejim bizde işlemez. Otoriter bir rejim yaratır."