Aktörlük Hakkında Aykırı Düşünceler Sözleri ve Alıntıları
Aktörlük Hakkında Aykırı Düşünceler sözleri ve alıntılarını, Aktörlük Hakkında Aykırı Düşünceler kitap alıntılarını, Aktörlük Hakkında Aykırı Düşünceler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tabiatın aktör olarak yarattığı insan, sanatında ancak uzunca bir tecrübe kazandıktan, ihtirasların çılgınlığı yatıştıktan, kafa sükuna ve ruh kendi kendine kavuştuktan sonra, mükemmelliğe erişir.
Birbiriyle konuşan iki kişinin, aynı sözcükleri ve aynı deyimleri kullandıkları halde tümüyle birbirinden farklı şeyler düşünüp söyleyebilmeleri nasıl da kolay ve olağandır, anlarsınız.
Aktör, akidesi pek sağlam olmayıp da hazreti İsa'nın çektiği mihnetleri va'zeden bir papaz gibi ağlar; sevmediği, fakat aldatmak istediği bir kadının dizlerine kapanmış bir zendost gibi ağlar, sokakta ve yahut bir kilise kapısında, sizi merhamete getirmekten ümidi kesilince küfür etmeğe başlayan bir dilenci gibi ağlar, yahut hicbir şey hissetmediği halde, kollarınız arasında mest olmuşa benzeyen bir orospu gibi ağlar
Derler ki, akıllıların aklını başından alan aşk, akılsızları akıllı yapar, yani başka bir deyişle, aşk, kimilerini duyarlı ve sersem, kimilerini de soğukkanlı ve girişken kılar.
Derler ki : Akıllıların aklını başından alan aşk, akılsizları akıllı yapar ; yani başka bir deyişle, Aşk, kimilerini duyarlı ve sersem, kimilerini de soğukkanlı ve girişken kılar..
İyi düzenlenmiş bir toplumda, nasıl her kişi bütünün ve herkesin iyiliği için kendi temel haklarından fedakarlıkta bulunursa, tiyatroda da böyledir bu. Peki bu fedakarlığın ölçüsünü en iyi kim takdir edecek? Coşkulu mu? Fanatik mi? Kesinlikle hayır. Toplumda bunu değerlendirecek olan, adaletli insandır; tiyatroda ise soğukkanlı komedyen. Bir vahşiler sürüsü, uygar insanlardan oluşan bir topluluğa oranla ne ise, sizin sokak sahneniz de tiyatro sahnesine oranla odur.