Denis Diderot'un kaleminden çıkan "Oyunculuk Üzerine Aykırı Düşünceler", tiyatro dünyasına yepyeni bir bakış açısı sunan, adeta bir manifesto niteliğinde bir eser. 18. yüzyılda yazılmış olmasına rağmen, günümüzde de geçerliliğini koruyan ve oyunculuk sanatına dair ufuk açıcı fikirler barındırıyor.
Eser, Diderot'un Paradoks isimli oyununun sahnelenmesinin ardından kaleme aldığı mektuplar ve diyaloglar şeklinde kurgulanmış. Bu mektuplarda Diderot, o dönemde hakim olan "doğal oyunculuk" anlayışına karşı çıkarak, duygusal yoğunluk ve içsel tutarlılık üzerine bir oyunculuk teorisi ortaya koyuyor.
Diderot'a göre ideal bir oyuncu, sadece metni ezberleyip sahnede robotik bir şekilde sunmamalı. Aksine, canlandırdığı karakterin duygularını derinlemesine hissetmeli ve düşünce dünyasını özümsemeli. Bunu başarabilmek için de yoğun bir çalışma ve araştırma sürecinden geçmeli.
Eser boyunca Diderot, duygu ve düşüncenin bedensel ifadesi, metnin yorumlanması, karakter analizi gibi önemli oyunculuk teknikleri üzerine değiniyor. Bunu yaparken de felsefe, psikoloji ve fizyoloji gibi farklı disiplinlerden yararlanıyor.
"Oyunculuk Üzerine Aykırı Düşünceler" sadece oyuncular için değil, tiyatroya ilgi duyan herkes için oldukça bilgilendirici ve ilham verici bir eser. Diderot'un akıcı ve sürükleyici üslubu, kitabı okurken adeta bir tiyatro oyununu izliyormuş hissi veriyor.