1930’lu yılların başı, Büyük Buhran döneminde Kaliforniya’nın Salinas Vadisi’nde uzanan, biraz dış dünyadan kopuk, küçük bir çiftlik ve bu çiftliği her türlü zorluklara rağmen idare ettirmeye çalışan bir aile. Çiftlikte yaşam zordur ama her şey son derece düzenlidir. Yapılan her işte tam bir disiplin hâkimdir. Disiplin her duygunun önüne geçmektedir. Kitapta 10 yaşındaki Jody Tiflin’in yaşamından alınan 4 farklı öykü yer alıyor. Dört hikâyede de Jody umudu, sevinci, hayal kırıklığını, sorumluluğu, hayatın zorluklarını öğreniyor. Hikâyeler tamamıyla Jody’nin duygusal olgunluğunun ne şekilde geliştiği, çevresindekilerle ilişkileri ve etrafındaki dünyayı anlamlandırma çabası içinde yaşadıkları olaylarla ilgili. Jody büyümeyi öğreniyor, hayatın kelebek ve gökkuşaklarıyla dolu olmadığını öğreniyor. Hayatın içinde ölüm, acı, keder, öfke, mutsuzluğun da var olduğunu öğreniyor. Hayat her zaman mutlu sonlarla bitmez, hayatın içinde adaletsizlikler de vardır. Çok sevdiğimiz, tanrılaştırdığımız her şey bir gün bizi yüz üstü bırakacaktır. Steinbeck günlük yaşamın trajedilerini ve hayal kırıklıklarını (Jody’nin gözünden) okura çok etkili ve adeta kelimelerle resim yaparcasına anlatmayı başarabilen az sayıda yazarlardan biri bence.