Alacakaranlık

Sadık Hidayet

Oldest Alacakaranlık Posts

You can find Oldest Alacakaranlık books, oldest Alacakaranlık quotes and quotes, oldest Alacakaranlık authors, oldest Alacakaranlık reviews and reviews on 1000Kitap.
Karanlık ve amaçsız yaşam insanı Ötenazi Enstitüsü'ne çekiyor ve intihar herkesi ilgilendiren bir konu haline gelmiş. Nitekim abartmadan denilebilir ki, kimse doğal ölümle ölmüyor. Demek ki ne bilim, ne türlü inançlar ve ne felsefi varsayımlar insanoğlunun ruhsal acısını azaltabilmiş.
"Demek istediğim; kötü eğitiliyoruz biz. Bütün sakatlıklar, daha çocuk yaşta beyinlerimize doldurulan, herkesi öbür dünyaya yönlendiren hurafelerden kaynaklanıyor. Bu dünyayı bırakıp mevhum bir fikre yapışmışız. Öbür dünyadan dönüp de bize haber getiren var mı acaba? Anamızdan doğduk mu, ölene kadar ahiretimiz için ağlıyoruz. Yaşamak mı denir buna?"
Reklam
"Yeryüzünde bir kaçış umudu var. O da ölüm, ölüm! Fakat burada ölüm de yok. Bizler mahkumuz; duyuyor musun? Kör bir iradeye mahkumuz. Günlerce, aylarca, yıllarca bir köşede burada ölüm de yok. Bizler mahkumuz; duyuyor musun? Kör bir iradeye mahkumuz. Günlerce, aylarca, yıllarca bir köşede büzüşüp kaldığın, yazın uzun günlerinde, sonbaharın yağmurlu ve kasvetli günlerinde, dolu, güneş, kar, tipi altında kendi cesedinin parça parça çözüldüğünü, akbabaların senin cesedin için dolaştıklarını görürsen, o zaman hatırlarsın sözlerimi."
122 syf.
10/10 puan verdi
Yine öyküleriyle insanı eşekten düşmüş karpuza benzeten bir Sadık Hidayet kitabı okudum. S.G.L.L Jules Verne’den etkilenmiş yazar. Black Mirror dizisinden bir bölüm izliyormuşum hissi veren bir ütopya diyebiliriz. Tabii hayatı sınırlandırmanın tehlikeleri kadar, cinsellik ve aşkın yok oluşuyla insanların neler yaşayabileceğini de düşündürmüş
Alacakaranlık
AlacakaranlıkSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 2018849 okunma
Son Gülüş
‘’Kabahat bizde, tuttuk Araplara ülke yönetimini öğrettik. Dilleri için kural koyduk, dinleri için felsefe yaptık, onlar için kılıç savurduk, onların uğruna gençlerimizi ölüme teslim ettik. Düşüncemizi, ruhumuzu, sanatımızı, musikimizi, bilim ve edebiyatımızı iki elimizle sunduk belki vahşi ve serkeş ruhlarını uysallaştırıp medeniyet öğretiriz diye. Ama yazık, yazık! Irkları, düşünceleri yerden göğe kadar farklı bizden. Zaten böyle olması lazım. O yabani görünüm, yanık renkler, kirden nasır bağlamış eller dağ başında haydutluk yapmak için yaratılmış. Deve sidiği ile dışkısı arasında gelişen düşünceler ancak bu kadar olur. Vücut yapıları, hırsızlık ve hiyanet için yaratıldıklarına tanıklık ediyor. Daha düne kadar yalınayak, kertenkele peşinde koyup kara çadır altında yaşayan bu Araplardan daha fazlası beklenemez. Harun görünüşte bize güleryüz gösterip yumuşak davransa bile, gizliden gizliye ırkımıza karşı kin besliyordu; susamıştı İranlıların kanına. Şimdi amaçlarına ulaştılar. Arap düşüncesi kanayan bir çıban gibi uygar dünyayı kirletiyor ve bize ihtiyacı olmadığı kuşku götürmez.’’
‘’Araplara maddi, manevi yardımda bulunduksa, hedefimize ulaşmak için yaptık. Arap ne ister? Bir avuç altın, gümüş ve kadın dolu bir haremlik. Bu onların en çok istediği şey.’’
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.