Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zamanın Selçuklu İmparatoru Melikşah ve Moğol İmparatoru Cengiz Han, Hasan Sabbah'ı Yok Etmek İçin Fazlasıyla Uğraşmışlarsa da Başaramamışlardır

Alamut'un Efendisi Hasan Sabbah

Pol Amir

Alamut'un Efendisi Hasan Sabbah Sözleri ve Alıntıları

Alamut'un Efendisi Hasan Sabbah sözleri ve alıntılarını, Alamut'un Efendisi Hasan Sabbah kitap alıntılarını, Alamut'un Efendisi Hasan Sabbah en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Alamut'un Efendisi'nin asıl adı Hasan Sabbah idi. O makama 35 yaşında iken gelmişti. Ayağa kalktığı zaman uzun boylu olduğu anlaşılıyordu. Hz. Ali'nin adını dilinden düşürmüyordu. O bambaşka bir insandı. Üstün bir ırk olan Arya Irkı'ndan geliyordu. Güogüzel bir yüzü, kara gözleri ve bembeyaz dişleri vardı. Yani yakışıklı bir insandı. Hasan Sabah'ın pirleri Alamut şehrinde oturuyorlardı. Sarhoş edici şeyler içmedikleri gibi, haşhaş da çekmiyorlardı. Hasan Sabah ve adamlarının haşhaş çektikleri şaiyası, cahil tarihçilerin ve tezkirecilerin, onların ilaç olarak haşhaş yetiştirmelerini yanlış yorumlamalarından kaynaklanan görüşleridir.
Sayfa 15 - TRUVAKitabı okudu
O devirde başta İran olmak üzere Avrupa'da dahi doğru dürüst ilaç yapılmazken, Alamut'ta haşhaştan ilaçlar yapılıyordu.
Sayfa 244 - TRUVAKitabı okudu
Reklam
Ben ilmin hizmetkarıyım. Ne kadar çok öğrenirsem o kadar ilimden hoşlanıyorum. Bu nedenle benim için esas olan ilimdir.
Sayfa 57 - TRUVAKitabı okudu
Takiye yapmak, Batinilik yokken İsmailiye Mezhebi'nden ortaya çıkmıştır. O tarihlerde hem Batiniler hem de İsmailiye Mezhebi mensupları inançlarını gizliyorlar veya takiye yapıyorlardı. Hasan Sabbah'ın Kıyametin Kıyameti'ni (ayaklanma gününü) ilan ettiği tarihe kadar Batiniler kendi inançlarını gizlediler veya ortama uymak için takiye yaptılar. Sadece kendilerinin yaşadığı yerlerde gizlemiyorlardı. Bu yerler de Alamut Kalesi, Tebs Kalesi gibi yerlerdi. Her yerde İsmailliye "zındık, dinsiz ve kafir" diyorlardı. Ölülerini de "mürtet" kabul ediyorlardı. Halbuki İslam dinine göre, kim Allah'ın Bir'liğini ve O'nun Peygamberrini kabul ederse Müslümandır.
Sayfa 205 - TRUVAKitabı okudu
Hasan Sabbah toprağa verildikten üç gün sonra Bozorg Ümit "Hasan Sabbah öldü!" diye ilan etti. Aslında konakta bulunan o ceset sahipsiz bir ölüye aitti. Bu cesedi de Hasan Sabbah diye idmane-vinin yanına gömdüler. Hulagu Han, Alamut'u eline geçirip, her tarafı viraneye çevirirken bu mezarı Hasan Sabbah'ın mezarı sandığı için tahrip etti. Mezardan çıkardığı kemikleri de nehre attılar. Fakat bu mezar bilindiği gibi Hasan Sabbah'ın mezarı olmadığı gibi kemikleri de Hasan Sabbah'ın kemikleri değildi. Hasan Sabbah Hicri 589 (Miladi 1193) yılında ölmüştür. Alamut'un en parlak dönemi Hasan Sabbah'ın "Kıyametin Kıyameti"ni ilan ettiği tarihte başlayıp, Hülagu Han'ın Alamut'a saldırdığı tarihe kadar 95 yıl sürmüştür. Hasan Sabbah'ın mezarının yerini hiç kimse bilmemektedir.
Sayfa 506 - TRUVAKitabı okudu
_ imam'ımızın oğlu Hüseyin'i neden öldürttüğünü biliyor musunuz? _Oğlunu şarap içtiği için öldürttüğünü duymuştum. _ onu şarap içtiği için öldürttüğü doğru değildir. _ O halde neden öldürttü? _ Babasının yerine imam olmak istediği için öldürüldü.
Sayfa 421Kitabı okudu
Reklam
Bu son sözü biter bitmez kemendi sıktılar ve altındaki sandalyeyi çektiler. Darağacında sallanarak can verdi. Orada toplanan halk cesede taş ve sopalarla saldırdılar. Bu da yetmiyormuş gibi darağacından indirip ayaklarına ip takarak şehrin sokaklarında sürüklediler ve sopalarla cesede vurdular. Sonunda da cesedi törensiz ve kefensiz gömdüler.
İnsanların gelecekte sağlam yürümeleri için geçmişlerini çok iyi bilmeleri gerekmektedir.
Sayfa 504 - TRUVAKitabı okudu
Ey halkım! Sizlere imamınız olarak oruç tutmayınız, namaz kılmayınız diyorum. Zira Allah'ın sizlerin oruçlarına ve namazlarına ihtiyacı yoktur. Yalnız zekatlarınızı veriniz. Çünkü zekat kul hakkıdır. Ancak ben sizlere müjde olarak "zekat da vermeyiniz!" diyorum. Çünkü Alamut'ta herkesin durumu çok iyi olduğu için zekata muhtaç insanlar bulunmamaktadır. Bizler egemenliği elimize geçirdiğimiz zaman, tüm İran'ı da Alamut gibi güçlendireceğimizden onların zekata ihtiyaçları kalmayacaktır. Arkadaşlar buğün her yerde halkımız güçlendiği için köle ve cariye olarak satılamayacağı gibi kendisi de köle alamayacaktır. Ey insanlar! Biz Arapça konuşmayı da Arapça yazmayı da bugünden itibaren yasaklıyoruz. Artık kimse Arapça konuşamayacağı gibi Arapça da yazamayacak. (...) Arkadaşlar, dedelerimiz tek başlarına tek Tanrı'ya inanırken, Araplar Ay'a, Güneş'e, yıldızlara ve yaptıkları putlara tapıyorlardı.
Sayfa 96 - TRUVAKitabı okudu
Mecusi; İran'da eskiden ateşe tapılan bir din. Pehlevice; İran'da hüküm sürmüş bir sülale.
Sayfa 141 - TRUVAKitabı okudu
58 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.