Nice insanların her gün ardına düştükleri mal mülk edinme, kolay başarı kazanma, süslü püslü yaşama arzuları, ta çocukluğumdan beri tiksinti uyandırmıştır bende.
“Kendi yarattıklarını cezalandıran ya da ödüllendiren, biz insanların isteklerine benzer istekleri olan bir Tanrı'yı benim aklım almaz. Bedeniyle öldükten sonra yaşayabilecek bir insan da düşünemem. Zayıf yürekliler, korku ya da gülünç bir bencillikle bu çeşit düşünceleri beslesinler istedikleri kadar. Hayatın sonsuzluğundaki sır ve gerçeğin akılları aşan kuruluşuna bakış, bir de tabiatta kendini gösteren aklın, ne kadar küçük olursa olsun bir parçacığını kavramak için göstereceğimiz o içten çaba yetiyor bana.”
Bana kalırsa bir okulda en kötü şey; korku, baskı ve her şeyi herkesten iyi bilir görünme yollarına başvurmaktır. Böyle bir eğitim, öğrencide sağlam duyguları, içtenliği, kendine güveni yok eder. Boyun eğen bir insan yetiştirir.