Aleksandros ya da Düzmece Yalvaç

Samsatlı Lukianos

About Aleksandros ya da Düzmece Yalvaç

Aleksandros ya da Düzmece Yalvaç subject, statistics, prices and more here.

About

İnsanlar çok eski çağlardan beri, bir ölünün dirilmesini bekliyordu. Dirilen isterse insan olmasın, her seferinde içlerinde kendileri için de bir umut ışığı parlıyordu. İşte Aleksandros adında düzmece yalvaç, tanrı Asklepios'un dirileceğini haber verince, ahali büyük bir sevince kapılmış, olayın gerçekleşmesini büyük bir umutla, istekle beklemişti. Bu kez tanrı küçük bir yılan ya da kertenkele yavrusu olarak dünyaya gelmiş, adına yaraşır biçimde kısa sürede alamet bir yaratık olmuştu. Olayın gerçek olduğundan kuşku yoktu. Her şey göz önünde olmuştu. Ateş ile duman gibi, birini ötekinin doğurduğundan kuşku yoktu. Önce küçücük bir yılan ya da kertenkele yavrusu doğmuş, sonra birkaç gün içinde büyük bir yılan olmuştu. Arada olanları gören mi vardı? Öyleyse, bu tanrı işiydi. Bir de yılan ağzını açıp dilini oynatıyor, konuşuyorsa, artık onun tanrı olduğundan kuşku olamazdı. İnsanlar inanmaya o denli istekli olunca, dumanı çıkaracak birisi de bulunur. Öyküde okuyacağınız gibi, Aleksandros bu işte en yetkin kişidir. Daha önce de benzer yöntemlerle insanları çok aldatmış, bu işte usta olmuştur. Bu kez büyük oynar ve kazanır. Bir kez başarınca, işini büyütür. Küçük bir kentten ünü bölgeye yayılır, giderek İmparatorluğun başkentinde bile adını duyurur. Lukianos gibilerin demeleri, yazmaları kar etmez. Aleksandros alacağını elde eder; öldükten sonra, zaten, tufandır. Kurduğu tapınma bir zaman sürer, sonra dağılıp gider. İşte Lukianos'un etkisi o zaman belli olur. Aradan 1800 yıl geçer, Lukianos çağlar sonra okunur. Ancak, eskiden şöyle bir olay olmuş, Aleksandros adında düzemece yalvaç varmış, diye meraktan değil, ortaya çıkan yeni tapınmalar, tarikatlar, ocaklar, falcılar, okuyup üfleyenler, gaipten haber verenler, medyumlar, ibişler, muska yazanlar, mehdiler ibret olsun diye okunur.Yurttaşımız Lukianos'un dediği gibi, "bu yazı kiminin yanlış inançlarını çürütecek, doğru düşünenlerin de düşüncelerini pekiştirecektir."
Translator:
Ender Varinlioğlu
Ender Varinlioğlu
Estimated Reading Time: 1 hrs. 6 min.Page Number: 39Publication Date: December 1997Publisher: Arkeoloji Sanat Yayınları
ISBN: 9757538922Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Book Statistics

Reader Profile of the Book

Kadın% 39.3
Erkek% 60.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

About the Author

Samsatlı Lukianos
Samsatlı LukianosYazar · 9 books
Nüktesi ve alaycı doğası ile tanınır. Ona ait olduğu düşünülen günümüze kadar gelmiş seksen kadar eser bulunur. Aya yapılan bir yolculuğu anlattığı "Gerçek Bir Hikaye" adlı eseri, dünyadaki ilk bilim kurgu eseri kabul edilir. Bilinen ilk bilim kurgu yazarı Loukianos, M.S. 125’te günümüzde Adıyaman sınırları içinde yer alan dönemin Komagene Krallığına (sonraları ise Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirilerek Suriye eyaletinin bir parçası yapılan) bağlı Samsat’ta doğmuş, 14 yaşına kadar burada yaşamıştır. Loukianos’un annesi heykeltıraş bir aileden gelir. Babası ise el sanatlarıyla meşgul olmaktaydı. Köklü bir Süryani yerleşimi olan Samosata'nın yerlisi idi, anadili Süryanice idi. Bir süre heykeltıraş dayısının yanında çalıştıktan sonra İyonya'da Yunan dili ve kültürünü öğrendi, özellikle Homeros ve Platon'un eserleri üzerine çalıştı. Suriye, Mısır, Hatay, Atina, Roma ve İyonya gibi farklı yerlerde bulunan Loukianos, M.S. 164 yılında Samsat’a geri dönmüş, ailesini de alıp Atina’ya gitmiştir. 67 yaşında öldüğünde arkasında 83 yapıt bırakmıştır. Anadili Süryanice olan Loukianos eserlerinin tümünü Helen dilinde yazmıştır. Gençliğinde Antakya'ya gidip avukatlı yapan Lukianos, daha sonra Atina'ya gitmiş ve sofist olmuştur. Kent kent gezip görüşlerini izleyiciler anlatan Lukianos, İtalya ve Galya'ya gitti. Bir göz hastalığı için gittiği Roma'da Platoncu filozof Nigrinos ile tanıştı. 2. yüzyılın ikinci yarısında Atina'ya yerleşti. Sofistliği bırakarak Helen entelektüel yaşamı hakkında eleştirel, nükteli eserler yazdı. Bütün filozofları ve mitolojik paganizmi eleştirdi. Günün felsefe akımlarının eleştirdiği için çok düşman kazandı. Geçim sıkıntısı çekince Mısır'a giderek devlet hizmetinde çeşitli görevler aldı. 192'de 67 yaşında hayatını kaybettiği düşünülür ancak Atina'da mı yoksa İskenderiye'de mi öldüğü bilinmemektedir. Eserlerinden seçmeler ilk kez 1449 yılında Floransa’da yayımlanmıştır. Türkiye’deki ilk çevirisi ise “Tanrıların Konuşmaları: Seçme Yazılar” adıyla Nurullah Ataç tarafından yapılmış ve 1944-1949 yıllarında üç cilt olarak basılmıştır. 1999 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Mustafa Şerif Onaran’ın günümüz diline yaklaştırmasıyla eseri yeniden okurlarıyla buluşturmuştur. Bu çevirilerde yer alan eserler “Tanrıların Konuşmaları", "Deniz Konuşmaları", "Öbür Dünyadan Konuşmalar", "Ahirete Varış Yahut Tyrannos", "Yosma Konuşmaları", "Hermotimos Yahut Felsefe Çığırları", "Düş Ya da Horoz", "Sofra Yahut Lapithos’lar", "Köpeksi", "Zeus’un Bozulması", "Toxaris Yahut Dostluk", "Hadım", "Timon Yahut Yalkız", "Prometheus Yahut Kaukasus Dağı", "Menippos Yahut Nekyomanteia", "Kharon Yahut Seyirciler", "İkaromenippos Yahut Göklerde Yolculuk", "Yalanseven Yahut İnsansız", "Tarih Nasıl Yazılmalı", ve "Olmuş Bir Öykü”dür. Nurullah Ataç’ın “Olmuş Bir Öykü” olarak çevirdiği sonrasında “Gerçek Bir Hikâye, Gerçek Bir Öykü” adlarıyla da anılan bu eser ilk bilim kurgu eseri olarak kabul edilmektedir. Milattan sonra 175 yılında kaleme alınan ve uzay yolculuğu ile gezegenler arası savaştan bahseden bu eser bilim kurgu türünün dünyadaki ilk örneği olarak yerini belirginleştirmektedir. Eser, müstakil olarak ilk kez 2020 yılı Ekim ayında “Gerçek Bir Hikâye” adıyla Pinhan Yayıncılık tarafından basılmıştır.