Alengirli Filmler

Mustafa Ziyalan

En Eski Alengirli Filmler Gönderileri

En Eski Alengirli Filmler kitaplarını, en eski Alengirli Filmler sözleri ve alıntılarını, en eski Alengirli Filmler yazarlarını, en eski Alengirli Filmler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
88 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Yazarın izlediği bazı filmleri sınıflandırarak yorumladığı kısa kitap. Kitaptan daha fazla haz alabilmek için konu edilen filmleri izlemiş olmak gerekebilir. Tabi, "izlenecekler" listesine alınabilecek filmlerden de bahsediliyor. Kısa bir yolculukta okunabilecek bir kitap.
Alengirli Filmler
Alengirli FilmlerMustafa Ziyalan · Dedalus Yayınevi · 201215 okunma
Sinema
"Şu sıraların seyirlerinden hisseler: Sevişerek belki anlaşılabilir, ama anlatmak o kadar kolay değildir. Kurumsal cinayetler kurumsal katillerin işidir. Kişinin kendisi bir sanat ürünü olabilir, dahası olmalıdır. Kan illâ da korkutmaz. Pazar ekonomisi dinin de kitlesek üretimini kıvırmış olabilir. Herkes artık hiç olmazsa kendi tinercisini görmelidir. Ağlamak illâ da insanı affettirmez. Artistlerin çağı geçti, geçiyor. Amerika çöktü, çöküyor."
Sayfa 79 - Dedalus YayıneviKitabı okudu
Reklam
Herkes gider Ne? Bilmiyor muydun sanki Sevgili kalbim! Neden hala apartman boşluğunun Gün ışığı görmeyen penceresinde Kuş sesleri beklersin
Kim uydurdu bu olmak yalanını Her şeyin yokluğuyla anlam kazandığı bu yerde
Metin Erksan’ın Kuyu’sunu anımsıyorum. Ancak ölerek ya da öldürerek kurtulunabilecek bir aşktı, bir tutkuydu o filmdeki. Buradan başlayınca, Metin Erksan’ın Türkiye’nin kafaya tak(ıl)an, takıntı/lı sinemasının en aklımda kalan, benim için en belirgin yönetmeni olduğunu anlıyorum. Sevilen kişinin dev fotoğraflarının, vitrin mankenlerinin dolaştığı Sevmek Zamanı ya da (bir kadınla kendini öldürmesi için kiraladığı adam arasındaki imkânsız aşkı konu eden) Sensiz Yaşayamam kafaya tak(ıl)an, takıntı/lı filmlerin gerçekten görkemli örnekleriydi bence.
Sayfa 7
Şiir yazmak ve film yapmak aynı şey/midir?
Doğrudur, şiir yazan biri hasta da olabilir. Yine doğrudur, kafaya takmadan şiir varedebilmek olanaksızdır. Kafaya takılmazsa yoktur şiir. Şiir bir saplantı da olabilir, bir saplantıya da dönüşebilir sonunda, ama burada sözünü etmek istediğim bir saplantıdan çok, şiire özgü —kişiye, dile özgü şiir evrenleriyle örtüşen, etkileşen— ama aynı zamanda da özerk bir evrenin yaratılıp varedilebilmesinin şiir üretimi açısından taşıdığı asal önem. Bir ozanın dediği gibi kalleş olmaya, kalleşlik etmeye gerek olduğunu hiç sanmıyorum. Ama o evreni yaratabilmek, varedebilmek gerekir diyorum. Gündelik yaşamı buna göre dönüştürmek neredeyse olanaksız, çünkü gündelik yaşam özerkliklere olanak tanımamak, son çözümde şiire yer vermemek eğiliminde, çünkü şiirin gündeliğe aykırı —aykırıkçı— doğasını seziyor. Gündelik ortalama, ortalama gündelik şiire düşman. Düşman olmak durumunda.
Sayfa 8
Reklam
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.