Aleviliğin Kökenindeki Mazda İnancı ve Zerdüşt Öğretisi
Ethem XemginSözler ve Alıntılar
Ahura Mazda ve Ahriman arasında ise bölgede güneş tanrısı olarak kabul edilmekte olan Mitra tanrısı vardır. Bu iki tanrının savaşımlarında ve karşılıklı mücadelelerinde, Mitra'nın hakem konumunda olduğuna inanılır.
Zervan dini inancına göre, Zervan'ın gök tanrısı, uzay tanrısı, zaman tanrısı ve kader tanrısı olduğuna inanılır. Bölgede ilk Med'ler tarafından yapılmış olan takvimin Zervan dini inancına göre yapıldığı belirlenir. Bu takvimlerde:
Mirh: Güneş
Mah: Ay
Duvazdaha: Oniki
Zurvan: Zaman
... terimlerine rastlanmaktadır.
Zervanizm
Zervan tanrısı, dini inançlarında anlamlandırılırken zaman zaman uzay ve esas olarak da zaman olarak nitelenir. Bu tanrının ismine Kürt olan Huri halkının kuzey Mezopotamya'da kurdukları Nuzi devletinin yazılı belgelerinde rastlanırken, daha sonraları Yunan yazılı belgelerinde de bu tanrının ismine rastlanır. Bu tanrının gün ve gökle ilintili olduğu ve zaman tanrısı olduğu belirtilir.
"Bizler sonuna kadar Mazdaistiz biz hiçbir zaman İslam olmadık."
Mitra tanrısı, bölgedeki konumunu Med'ler döneminde en etkin derecesine çıkardı ve Med halkının baş tanrısı oldu. Sonraları bölgede yayılmaya başlayan ve etkinliğini geliştiren Mazdaizm ve Zerdüşt öğretisinin tanrısı Ahura Mazda ile eş düzeyde tutulmasına rağmen, zamanla bu etkinliğini Ahura Mazda karşısında yitirip ikinci derecedeki bir tanrı konumuna düştü.
Zervan'ın eşi ve Ahura Mazda ile Ahriman'ın annesi olarak yazılı kaynaklarda Anahita ismi geçmektedir. Bazı kaynaklara göre ise Anahita'nın, herkesi besleyen toprak veya ülke olarak geçtiği görülür. Böylece Anahita yer tanrısı veya toprak ana olarak yorumlanmaktadır.
O dönemde İslami Arap yapısının Halifesi olan Ömer'in bizzat verdiği emirle Kürt bölgelerinde var olan yazılı ve yazısız her türlü tarihi, kültürel, sosyal ve dini belgeler yakıldı. Bu yapılan katliam için gösterilen gerekçe: "Eğer bu belgeler Kur'an ile uyumlu ise bunlar gereksizdir. Çünkü Kur'an vardır. Eğer bu belgeler Kur'ana aykırı ise, yanlıştır. Halkın yanlışı öğrenmesi gerekmez." idi. Bölgede bu göstermelik gerekçe ile yapılmış olan tarihi, kültürel katliam ile beraber bölge halkının Kürtçe konuşması da yasaklandı. Böylece köklerinden ve kültürel, tarihi öz değerlerinden koparılmaya çalışılan Kürt halkına İslami Arap dini inancı ile değerleri dayatılarak benimsetilmeye çalışılırken, Kürtçe konuşanların dillerinin makasla çırpılarak veya kesilerek cezalandırılması olayı da İslami Arap yönetiminin Kürt halkını asimile ederek İslami Araplaştırmayı amaçladıklarını çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.