Aleviliğin Yazılmayan Tarihi Sözleri ve Alıntıları
Aleviliğin Yazılmayan Tarihi sözleri ve alıntılarını, Aleviliğin Yazılmayan Tarihi kitap alıntılarını, Aleviliğin Yazılmayan Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın iç dünyasındaki delillerden bir tanesi, insanın kendi içsel yolları ile Allah'ın varlığını tasdik etmesidir.
İnsanın başına gelen çeşitli olumsuz ve kötü olaylar, insanın Allah'a veya kendinden üstün bir güce sığınmasını sağlar. Daha sonra bu sığınma olgunlaşarak Allah'a iman etmeye ve Allah'ı tanımaya kadar ulaşır. Mesela hepimiz günlük yaşantımızda, başımıza gelen olumsuzluklarda ve aşmamız gereken zorluklarda daha güçlü bir yerlerden yardım istiyoruz. Yine karşısında aciz kaldığımız, deprem, sel, tufan gibi doğal afetlerde Allah'a sığınıyor, O'na daha çok yöneliyoruz.
On İki İmamın altıncısı olan İmam Cafer Sâdık'a, adamın birisi Allah'ı sorunca Hazret-i İmam, o adama "Şimdiye kadar hiç gemiye bindiğin olmuş mudur?" diye sordu. Adam: "Evet, olmuştur. dedi. Hazret-i İmam: "Acaba hiç denizin ortasında gemideyken tehlikeli bir fırtınaya yakalandığın olmuş mudur?” diye sordu. Adam: "Evet olmuştur." dedi. Hazret-i İmam: “Acaba hiç o zaman kalbine seni bu tehlike anında boğulmadan kurtarabilecek bir şeyin olduğuna dair bir düşünce geldi mi?" diye sordu. O şahıs: "Evet, geldi." cevabını verdi. Bunun üzerine Hazret-i İmam: "İşte hiçbir kurtarıcının bulunmadığı yerde, kurtarmaya kudreti olan ve bir feryada yetişenin bulunmadığı yerde feryada koşan şey Allah Teala'dır. "buyurdu.
Özellikle Bektaşiliğin müdahalelere açık hale gelmesinden sonra, İslâm inancı ile çelişen bazı şairler çıkmıştır. Ancak bunlar Bektaşilik'ten ziyade, Hurufilik gibi inançları işlemişlerdir.
Anadolu coğrafyasında yaşayan Şiî-Caferî halk için -kesin çizgiler olmamakla birlikte- kırsal kesimde Kızılbaş, kentlerde ise Bektaşilik kavramları kullanılıyordu.
19. yy.'a gelinceye kadar Anadolu'daki Caferi/Şia halkı ifade için "Alevilik" kavramının kullanıldığına dair bir belgeye sahip değiliz. Bu tarihe kadar, "Alevi" kelimesi Hz. Ali'nin soyundan gelenler için bir "sonad" olarak kullanılıyordu. Örneğin 18. yy.'da yaşamış Seyyid Ahmet-i Alevî gibi...
"Alevilik" kavramı ancak 19. yy.'da Kızılbaş kelimesi ile eş anlamlı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Sonraki zamanlarda "Köy Bektaşiliği" olarak da kullanılan Alevîlik kavramı, kısa sürede Bektaşîliği de içine alarak Şialık eğilimleri gösteren bütün toplulukları ifade etmek için kullanılmıştır.
Alevilikte temel inançlar üç tanedir. Bu inançlar, Alevî geleneginde "Allah-Muhammed-Ali" şeklinde ifadesini bulmuştur. Yani;
1- Allah İnancı
2- Peygamber İnancı
3- On İki İmam İnancı