“Kitabın ruhu, tapınağın ruhu gibidir.
Kitap okuyan, kitabı anlayan, kendisini okuyan, okuyucusunu beklemektedir; dikte için, üstünlük taslamak için, kütüphane için, vitrin için, çantayı şişirmek için, önüne geçip fotoğraf çekmek için değil,”
.
"Çocukken yan komşumuzun bir horozu vardı.
Sabah erkenden ötüyordu, sonra sesi kesildi.
Komşumuza horozu sordum, dedi ki; sabahları bizi uyandırdığı İçin kestik.
Yıllar sonra üniversiteye katıldığımda anladım ki, kim insanları uyandırıyorsa, maalesef kesilmeye mahkumdur."
.
"Kadın aşk doğuruyor ve sen onun için isim seçiyorsun.
O acı çekiyor ve sen kız çocuğu olmasından endişe ediyorsun.
O uykusuzluk çekiyor ve sen cennet hurilerinin rüyasını görüyorsun.
O anne oluyor ve her yerde şunu soruyorlar;
Babanın adı ne?
....
Çocuktum. Anneme; “Ağaca çıkacağım, yardım et.” dedim. "Başkasının çıkardığı yerden inemezsin, düşersin.” dedi.
Bunu hiç unutmadım. Ne kadar doğru olduğunu büyüyünce anladım.
"Gençlik, ortalamayı tutturmak demektir; ne güzellik, basitlik ve çocuk masumiyetine sahip olmaktır, ne de anlayış, derinlik, olgunluk, ölümsüz manevi hazları ve kemale ermiş insanın güzellik ve iyiliklerini idrak yeteneği;
ne çoçuk olmaktır ne de büyük olmak."
.