All About Space - Sayı 5 - 2020/05

All About Space

All About Space - Sayı 5 - 2020/05 Posts

You can find All About Space - Sayı 5 - 2020/05 books, All About Space - Sayı 5 - 2020/05 quotes and quotes, All About Space - Sayı 5 - 2020/05 authors, All About Space - Sayı 5 - 2020/05 reviews and reviews on 1000Kitap.
Günlük hayatımızda kullandığımız pek çok buluş ve yenilik ki buna bilgisayarlar da dahil,önce bilimkurgu tarafından bize tanıtılmış olan ve geçmişte “deli saçması” olarak görülen konseptler. Einstein’ın dediği gibi “Bilgi sınırlıdır, hayal gücü ise tüm dünyayı kuşatır”.
Jüpiter’in tüm uydularının isimleri Yunan mitolojisinde Tanrı Zeus’un sevgililerinden geliyor. Europa Girit kraliçesiydi.
Reklam
Bir kuasar Güneş’ten bir trilyon kat daha parlaktır
Sayfa 37
·
Not rated
İyi bilimkurgu, temelini bilimden alır ve bunun üzerine vizyoner fikirlerle hikayeler inşa eder. Dahası köklerini sağduyu toprağına batırdığı için gelecek adına yeni fikirler ve etkileyici yaklaşımlar ortaya koyar. Nereden baktığınıza bağlı olarak bazen hikayeler bu fütürist fikirler için birer bahanedir bazen de tam tersi. Aslında bakarsanız bu tek yönlü bir akış değil. Zira bilim de bilimkurguya çok şey borçlu. Günlük hayatımızda kullandığımız pek çok buluş ve yenilik -ki buna bilgisayarlar da dahil- önce bilimkurgu tarafından bize tanıtılmış olan ve geçmişte “deli saçması” olarak görülen konseptler. Einstein’ın dediği gibi “Bilgi sınırlıdır, hayal gücü ise tüm dünyayı kuşatır”. (Editörden)
All About Space - Sayı 5 - 2020/05
All About Space - Sayı 5 - 2020/05All About Space · Doğan Burda Dergi Yayıncılık · 202022 okunma
UZAY ÇÖPLERİNİN GELECEĞİ Dünya’nın çevresindeki yörüngeler giderek daha kalabalıklaşıyor. Sovyetler Birliği'nin 4 Ekim 1957'de Sputnik'i uzaya gönderdiği gün, uzay araştırmaları tarihindeki en önemli günlerden biriydi. Uzay çağının resmi olarak başladığı bu tarihten itibaren bu büyük ilerlemenin yan etkileri de oluşmaya başladı. Bu görev, arkasında ilk uzay çöpünü bıraktı. Bundan sonra gelen altmış yıl boyunca uzay trafiği çok arttı. Bu da beraberinde bol miktarda uzay çöpünün (Dünya yörüngesinde dolaşan veya zamanla Dünya'ya geri düşen, işe yaramayan insan yapımı nesneler) uzaya bırakılmasını getirdi. Bu durum uzay tutkumuzun kaçınılmaz yan etkilerinden biri. En çok kullanılan bölge olan alçak Dünya yörüngesi (yerden yaklaşık 2.000 kilometre yüksekliğe kadar olan bölge) en kalabalık yer ve daha fazla ülke ve ticari şirket uzay operasyonları gerçekleştirdikçe buradaki nüfus artacak. Şu anda Dünya yörüngesinde 8.400 tondan fazla insan yapımı nesne olduğu biliniyor. Bunun içinde 100 milyon parçadan fazla uzay çöpü var. Bunların çoğunun çapı bir santimetreden az olsa da, boyutu bir ile on santimetre arasında 900.000 parça bulunuyor. 34.000 tane de bu boyuttan büyük nesne var. Elbette bu listeye birkaç bin adet artık çalışmayan yapay uyduyu da eklemek gerekli.
Yeni araştırmalardan elde edilen sonuçlar Dünya dışı uygarlıkları ararken yanlış yerlere bakmakta olduğumuzu ortaya çıkardı! Evrende başka bir yerde, üzerinde yaşamın var olduğu bir gezegen düşünün. Yani, üzerinde sizin bizim gibi uzaylıların dolaştığı, sabah kalkıp günlük işlerinin peşinden koşturduğu normal bir gezegen. Aklınıza nasıl bir gezegen geliyor? Normalde bu soruya yanıt verirken hepimiz Dünya'ya benzer özellikleri olan bir gezegen tanımlarız. Çünkü Dünya, Güneş Sistemi'nde çok özel bir konumda bulunuyor. Güneş'e çok yakın değiliz, bu yüzden kaynamıyoruz, çok uzakta da değiliz ve bu yüzden de donmuyoruz. Astronomlar buraya “Yaşamı Destekleyen Bölge” adını veriyorlar, zira burada koşullar bizim bildiğimiz anlamda yaşamın var olması için ideal. Her şeyden önce gezegenimizin yüzeyinde sıvı halinde su var ve su, gezegendeki her yaşam formu için hayati önem taşıyor. Bu nedenle, Güneş Sistemi'nin ötesinde yaşamın izlerini ararken hep bu tür bir bölgede bulunan gezegenlere odaklanıyoruz. Ancak son dönemde gerçekleştirilen bir araştırmanın sonuçlarına göre büyük bir hata yapıyor olabiliriz. New York'daki Stony Brook Üniversitesinden Paul Sutter, “ön yargılarımız nedeniyle doğru yeri gözden kaçırıyor olabiliriz” diyor. Belki de yaşamı bulmak için bakılacak en iyi yer, ölmekte olan yıldızların çevresi.
Reklam
Evren, en küçük atom altı parçacıktan en uzaktaki en büyük süper galaksi kümelerine kadar, çevremizdeki her şeyi kapsıyor. Evrende, gezegenleri Güneş çevresinde yörüngede tutan kütle çekimi kuvvetinden, hayatı ortaya çıkaran karmaşık kimyasal tepkimelere kadar, her şeyin birbiri ile etkileşimi fizik yasaları tarafından kontrol ediliyor. Bunun başka türlü olabileceğini hayal etmek bile zor. Ancak astronomların ve fizikçilerin kafasında evrenin neden böyle olduğuna dair hala birçok büyük soru var. Bu sorular arasında en ünlülerinden biri, kendini bizden saklayan karanlık maddenin varlığı. Evrenin kütlesinin altıda beşini oluşturan bu maddenin varlığını sadece kütle çekiminin etkilerini gözlemleyerek biliyoruz. Diğer bir soru ise, evrendeki belli bir grup atom altı parçacığın (“Madde” olarak adlandırdığımız elektron, proton ve nötronlar), Büyük Patlama'dan önce hiçbir şey olmadığı halde, sonrasında neden eşit oranda “anti-madde” oluşumunu engellediği?
fizik
Evrende, gezegenleri Güneş çevresinde yörüngede tutan kütle çekimi kuvvetinden, hayatı ortaya çıkaran karmaşık kimyasal tepkimelere kadar, her şeyin birbiri ile etkileşimi fizik yasaları tarafından kontrol ediliyor. Bunun başka türlü olabileceğini hayal etmek bile zor.
Sayfa 18
Eğer gökyüzüne bakıp 1.000 ışık yılı uzakta gerçekleşmiş olan bir nötron yıldızı birleşmesini izliyor olsaydınız, bu olay tüm gökyüzünü kaplayacak parlaklıkta olurdu.
Ters Evrenin kanıtları -Maddenin egemenliği - Zaman oku(örneğin yumurta yere düştüğünde kırılıyor, ancak parçalar yere düşürüldüğünde birleşip yumurta olmuyor) - YPZ Simetrisi( yük, parite, zaman) - Karanlık Madde( Görülmez karanlik maddenin evrenimizin kütlesinin yüzde 85'ini oluşturduğu düşünülüyor)
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.