Yusuf aşk ile bakınca eritmiş karları,
Aşmış yüce dağları
Ne saçlarına kar düşmüş
Ne ayaklarına yel değmiş
Yusuf aşk ile bakınca çirkin güzel olmuş,
Çile muhabbet
Yusuf aşk ile bakınca şikayet şükür olmuş,
Dert derman!
Bir hırsız bile kendisinden bir şey çalındığında haksızlık içerisinde olduğunu düşünür. Istisnasız bütün kültürlerde, insanların haksızlığa uğradıkları olaylar karşısında büyük bir öfke, tiksinti ve bu kötülüğü onaylayanlara karşı kızgınlık oluşur.
Harika kelimesi, hayret edilecek, şaşkınlık uyandıracak bir şey hakkında söylenir. Bu kelime, süpriz uyarıcı, heyecan verici, mucizevi, kendisi hakkında cevapla namaz sorular üreten şey anlamlarında da kullanılır.
Saatteki hızları 50 km’ye yaklaşan arıların başları üzerinde bir çift anten bulunur. Bu antenler arıların koku ve tat alma ile dokunma ve hissetme duyularını kullanmasını sağlar. İlahi tasarıma bakın ki bu antenler, içerisindeki sinir uçları sayesinde duyulara ek olarak rüzgâr hızını ve hava sıcaklığını da algılayabilecek kadar mükemmel yaratılmışlardır. Arıların antenleri o kadar hassastır ki insanlar yedikleri balın kalitesi hakkında zor karar verdikleri halde, onlar 2 km mesafeden balın kokusunu alabilirler. Bu hakikat karşısında 1 metre uzağındaki çiçeğin kokusunu alamayan insanoğlunun, arı karşısında ne derece yetersiz olduğunu anlıyoruz.
Hayatın ölümlü bittiğini zannedenler aldanıyorlar. Zira hayat, ölümle bitmiyor, aksine yeniden başlıyor. Madem ki var olduk, elbette ebedi olmaya mahkûmuz. Zaten istesekte yok olamayız.