Allah’ı Ne Kadar Tanıyoruz? 2

Şair’ül İslam Yunus Kokan

Allah’ı Ne Kadar Tanıyoruz? 2 Posts

You can find Allah’ı Ne Kadar Tanıyoruz? 2 books, Allah’ı Ne Kadar Tanıyoruz? 2 quotes and quotes, Allah’ı Ne Kadar Tanıyoruz? 2 authors, Allah’ı Ne Kadar Tanıyoruz? 2 reviews and reviews on 1000Kitap.
İmanlı bir insan imanının gereği olarak Allah’ın (c.c) kendisini yasakladığı ve haram kıldığı yerlerde bulmasından ve bu amellerle meşgul olmaktan yahut emrettiği ve farz kıldığı yerlerde bulmamasından ve bu amelleri terk etmekten kaçınır. Her an Basîr Allah'ın (c.c) gözetiminde olduğunu aklından çıkarmaz, çıkaramaz.
Sayfa 58 - Kutlu YayıneviKitabı okudu
Nasıl ki utandıracak günahı gizli işleyen bir kişi, başkalarının haberdar olmasından çok utanır ve çekinir öyle de her şeyi gören Basîr Allah (c.c) hayâ edilmeye daha layıktır.
Reklam
Allah’ın (c.c) her şeyi gördüğüne kesin bir şekilde iman eden kimse, gizli ve aşikâr her hâlinin istikamet üzere olması için gayret eder. Her zaman ve her an O Basîr-i Alîm’e karşı gelmekten korkar hem O’ndan layıkıyla hayâ eder.
Allah'a ibadet etmek ve O’ndan yardım dilemek için O’nu görmek şart değildir. Şart ve farz olan O Basîr-i Alîm’in varlığına ve birliğine, her türlü noksandan münezzeh olduğuna, ilim, irade, kudret ve diğer sıfatları ile her dem bizimle birlikte olduğuna, her şeyi gördüğüne ihlas ve samimiyetle iman etmektir.
Bizlere gözler ve gönüller lütfeden Basîr Allah (c.c) her şeyi görür, her ihtiyaçtan, her dilekten, kalbimizin en duyulmaz sanılan sırlarından ve eğilimlerinden hakkıyla haberdardır, O bize bizden daha yakındır.
Reklam
Şu meydan-ı imtihanda gözler Allah'ı görmüyor, göremiyor diye insan O'nu gözlerden, gönüllerden, özlerden ve dileklerden hâşâ bihaber sanıp da sırat-ı müstakimden ayrılmamalı, eğri yollara sapmamalıdır.
Basîr Allah'ı (c.c) dürbünlerle, teleskoplarla aramak ahmaklıktır. Zira tüm kâinat ve umum mahlûkat O’nun varlığına ve birliğine şehadet ettikleri gibi kendilerinde tecelli eden sanat ve hikmet dilleriyle dahi O’nun her şeyi kusursuz ve noksansız bir şekilde gördüğüne işaret ve delalet ederler.
Sayfa 58 - Kutlu YayıneviKitabı okudu
Gözü lütfeden O olduğu gibi her lütuf da O’nundur. Her şeyi gören ve bilen dosdoğru haberi veren şüphesiz ancak O’dur.
Akıl ve şuur O’nu idrak ve gözler ihata edemezken, Basîr ve Alîm Allah (c.c) hem şuurları hem gözleri idrak ve ihata eder.
Reklam
Basîr Allah (c.c) böylesine hayret verici görme sıfatını bize lütfetmiştir. İnsan aklının algılayamadığı ve mahiyetini kavrayamadığı bu görme hakikatinin şüphesiz gerçek mahiyetini idrak ve ihata eden ancak bize bu sıfatı lütfeden Allah Azze ve Celle'dir.
Bir canlının kendi haricindeki âlemleri görebilmesi ve anlayabilmesi öyle hayret verici ve şaşırtıcı bir iş hem öyle müşerref kılıcı bir durumdur ki akıl bunu tam manasıyla anlayamaz ve insan bunun mahiyetini izah etmekte âcizdir.
Allah’ın (c.c) sübûtî sıfatlarından olan görmenin hâşâ zıddı Basîr Allah (c.c) hakkında asla düşünülemez. Şüphesiz ki bu sıfat ezelî ve ebedî olup, mahlûkatın sıfatları gibi sonradan meydana gelmiş değildir. İsimlendirmede bir benzerlik olsa da görme sıfatı hiçbir şekilde yaratılanların sıfatlarına benzemez. Zira Allah’ın (c.c) görmesi sonsuz, mutlak, ezelî ve ebedîdir, kemal ve yetkinlik ifade eder. Mahlûkatın görmesi ise sonradan yaratılmış, sonlu, kayıtlı, sınırlı, eksik ve noksandır.
Varlığın “Var Eden”in varlığına delil olduğu gibi, elbette görmen gördürenin gördüğüne delildir.
Gözler kendini göremezken onları ve gördüklerini gören hem o gözleri bir lütuf olarak veren, gördüren ve gösteren elbette Allah'tır.
506 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.