Kafasında fötr şapkasi,altında lüks arabası beynindeki dertli düşüncelerle hem kendi yurduna hem de gittiği Almanya'ya yabancıydı Cevdet...Kendisi dahil nereye gittiyse gurbette kalmisti.
Emekli olana kadar yaşadığı Almanya'ya giderken arkasinda hamile bir eş ,yaşlı bir baba,ablası ve artık ona yabancı akrabalar bırakmıştı .Eşini sonradan yanına alsa da babasının ölümünden hep kendini sorumlu tuttu.Yillarca çalıştı,kazandığını biriktirdi.Her isteğine gem vurmayı bildi hep Cevdet.Buyuk oğlunun sınır dışı edilmesiyle onunla da bağlarını kopardı
Yurda dönüşünden sonra kiracısı Feraye ile kira konusunda tartıştığı o gün herşey kafasına dank etmişti
Cevdet için artık büyük bir değişim başlamıştı Feraye ile içinde yeni bir aşk alevlenmis ,o tutumlu Cevdet'in içinden yeni bir Cevdet doğmuştu
Aile bağları bir taraftan koparken bir taraftan tamir etmeye çalışan Cevdet bir hastane odasında umutlarını kaybediyordu
Neden hastane odasındaydı?
Kırkından sonra bazı hayaller ne kadar yaşanır ?
Bastırılmış duygular nasıl açığa çıkıyor?
.Daha önce yazarın Kefen Giymis Kale kitabını okuyup hayran kalmistim Yine aynı güzellikte olan bu bu kitabı da severek okudum