Türkeş’in CKMP Genel Başkanı olması, Türk siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. Zira Türkeş ile birlikte CKMP, CHP’nin “ortanın solu” politikasını gündeme getirdiği, AP’nin oto-limitasyon yoluyla “merkez sağa” yöneldiği, Türkiye İşçi Partisi’nin “sol doktrini” temsil ettiği bir düzlemde, sunduğu “9 Işık” doktrini ile birlikte sağ cenahtaki “doktrin” merkezli siyaset arayışına cevap vermiştir. Türkeş CKMP Genel Başkan adayı olduktan sonra, “1965 seçimler alışılagelmişin dışında: fikirler ve ekonomik modeller yarışacak, yelpazede TİP en solda, CHP ortanın biraz solunda, AP sağda, CKMP en sağda yer alacak” yorumları yapılırken, basında “Türkeşli CKMP” ve TİP “doktrin partileri” olarak resmedilmiştir.