Dil,güzel söylemek,muhatabın gönlüne sürûr vermek,Kuranı Kerimi okumak,icap ettiğinde nasihat vermek için yarıtılmıştır.Bunun aksine gıybet etmek,laf taşımak,bağırmak,çağırmak,kalp kırmak,kötü sözler söylemek gibi hoşsuzlar için yaratılmamıştır.
"Mü'minin hâli,ekin sapının hâli gibidir ki, onu rüzgar kâh böyle sağa kâh da böyle sola meylettirir."
(Sahih-i Buhârî, Kitâbü'l-Merdâ)
Mü'minin hâli,ekin sapının hâli gibidir.Rüzgârın estiği yöne göre sağa sola meyleder.Rüzgâr durduğu vakit,onun da sağa sola meyletmesi durur.Mü'min de böyledir.Belâ ile çeşitli
Halinden kimseye şikayet etmemek,hiç bir suretle sebeplere güvenmemek,dayanmamak.Bela ve musibetler karşısında hoşnutsuzluk göstermemek.Bela ve musibetten kurtulunca sevinç duymamak.
Şikayet ve feryat etmekten, hoşnutsuzluk göstermeden gelen belaya katlanmaktır.Belalara sabretmek,kurtuluşa sebep olan en güzel huylardandır.
Büyük zatlar sözlerini uzatmazlar ne denilmesi lazımsa onu söylerler,kısaltma ve ilaveler yapmazlar.Belâgat ve fesâhata ehemmiyet vermezler.Şeytanın onlarla alakası kesildiği için esnemek nedir bilmezler.Kelamları dinleyenlerin üzerinde derin iz bırakır.Tesirinden yıllar geçse bile kurtulamazlar.Bağırmak,çağırmak,
nefsani öfkeler,çekişmeler gibi avami hallerden onlarda en ufağına dahi tesadüf edilmez.Sümkürmekte işitilmez.Gözleri yaşlıdır.Azameti ilahiyeyi düşünürler ağlarlar.Cenabı Hakkın settarlığını,gaffarlığını düşünürler ağlarlar.Mahlukatın,kulların dünyevi ve uhrevi hallerine bakarlar gene ağlarlar.Açlık ve gözyaşı onların gıdaları haline gelmiştir.
Büyük zatlar vakitlerini en değerli, şeylere hasreder,virdlerini muayyen saatlerde yaparlar.İbâdetleri az gibi görünse de,devamlı yaptıkları için yekûn tutar.Kimseden bir şey istemek âdetleri değildir.
Kimsenin aleyhinde konuşmazlar, kimsenin kusurunu ve hatasını ifşa etmezler,kendilerine karşı kötü harekette bulunanları dahî affederler,Kur'ân ahkâmına, Rasûl-i Ekrem efendimize ve Allah'ın evliya kullarına dil uzatan küstahlar olursa,onlara lazım gelen muâmeleyi icra ederler, gazaplanırlar,şiddetli cevaplarla susturmasını bilirler.
Sözlerinde dururlar,kaypaklık bilmezler.Randevunun bir emanet olduğunu bildikleri için söz verilen mahalde tam vaktinde bulunurlar.
Büyük zatların kalplerinde yalnız Allah sevgisi ve O'nu darıltma korkusu yer etmiştir.Evlat,ıyal,mal,mülk hepsi gönüllerinin dışında kalmıştır.Bu bakımdan ibadetlerini,taatlerini diğer ailevi ve beşeri münasebetlerini büyük bir şevk ve gönül hoşluğu içinde yürütürler.
Iyâl: Bir kimsenin bakmak (geçindirmek) zorunda olduğu kimseler: Zevce (hanım), çocuklar (erkek ve kız), ana-baba, hizmetçi.Kitabı okudu
Gece gündüz, bir an bile, Rabbinla başbaşa kalmak ve Ona yalvarışlarında duyacağın manevi zevki almaktan geri kalmayasın. Bunu yapabilmen için Mevlânın huzurunda bulunduğun zaman riayet edeceğin edebleri ve erkânı bilmek lâzımdır.
Bunlar şunlardır:
1. Başını eğip, önüne bakmak.
2. Aklını toplayıp Allah'tan gayrı olan bütün fikirleri