Amcamın Rüyası
Fyodor DostoyevskiAmcamın Rüyası Reviews
You can find Amcamın Rüyası reviews, Amcamın Rüyası book reviews, Amcamın Rüyası ratings on 1000Kitap.Score
7.9Out of 10
Ben büyüyünce Kont olacağım.
Açıkcası sonrasında okumak için yazmaya çalıştığım bu kitap yorumlarından, başlamaya en çok korktuğum kitap oldu bu, Amcamın Rüyası. Dostoyevski okumuştum. Psikolojik derinliğini biliyordum. Ama bu kadar etkilenmeyi beklemiyordum. (Spoiler) Öncelikle ana karakter Marya Aleksandrovna, Mordasov'un hem en bayağı hem de en asil kadını, kızı Zena
176 syf.
7/10 puan verdi
Firdevs Yoreoglu'nun 1859 modelinin Dosto tarafından anlatımı gibi geldi. Geleceği sağlama almak adına türlü oyunların oynandığı, taşra sosyetesinin curuklugunu anlatan, kısa kesilmiş bi roman sanki. Bazı pişmanlıkların geri dondurelemeyecegini tokat gibi vuruyor.
Gayet akıcı rahat okunuyor ama derinlik, psikolojik tahliller, tasvir açısından diğer romanlarina göre bir iki tık düşük kaliyo. Ben sevdim, atıştırmalık gibi okuyabilirsiniz. Hadi eyv.
Öncelikle şunu söylemeliyim Dostoyevski sürgün sonrasında oldukça kalemi daha güçlenmiş.
Bu romanında William Shakespeare'de eleştirmiş.
Bir gün, gezmeye Rusya'nın yoksul bir kasabasına yaşlı ve akli dengesi pek yerinde olmayan bir prens gelir.
Bu kasabada ki çıkarcı tüm kasaba insanları prensin yaşlılığından faydalanarak, serveti için kirli çıkarlarını
devreye sokarlar. Hatta bu uğurda gururlarını dahi ayaklar altına alırlar.
Belki de yoksulluk içinde olan kasaba halkı, bir umut ışığı olarak prensi görmüşlerdir ve çıkarları uğruna hemen harekete geçmişlerdir.
Kasabada yaşayan, Marya Alexsandrovna kızını(Zina) yaşlı prens ile evlendirip sonrada servetin üstüne konmak istiyor,
fakat temiz yürekli kızının gönlü başkasında olunca kurnaz kadın, tüm yaptığı yanlışları başka bir boyuttan göstererek doğruymuş gibi anlatmaya başlayınca, kızını da ikna ediyor ve olanlar oluyor...
Makaveli'nin “amaca ulaşmak için her yol mübahtır” sözü bir öykü için bence gayet yerinde olur.
Çok uzun bir hikaye olmadığı için genel bir inceleme yapmak istedim şimdiden iyi okumalar dilerimm
Bunamanın eşiğine gelmiş yaşlı bir prens ve sadece para için onunla evlendirilmeye çalışılan yirmi üç yaşında genç ve dürüst bir kız.
Dostoyevski bu kitabında, bir taşra kasabasının ileri gelenlerinden ve kendini kasabadaki bütün kadınlardan üstün olarak gören kibirli, uyanık, düzenbaz , para düşkünü, menfaatperest bir kadın olan, kızın annesi Marya Aleksandrovna'nın ibretlik hikayesini bize anlatıyor.
Kitabı okumaya başladığımızda, Çarlık Rusya'sının bir taşra kasabasında ve sosyetenin içinde buluyoruz kendimizi. Bir taşra kasabasının da sosyetesi mi olurmuş diye sormayın. Çünkü bir köyün bile kendine göre bir sosyetesi vardır. İşte Dostoyevski'nin en büyük özelliği de bu değil mi? Alt tabakanın yaşamını bizlere aktarmak. Tabiiki bu tabakanında katmanları olacaktır.
Bir gün kasabaya yaşlı, bekar ve bunamış kabul edilen bir prens gelir ve Marya Aleksandrovna'nın evinde misafir olarak kalır. Bu durumdan haberdar olan tüm kasaba halkı bu yaşlı , bunak ama zengin prensin peşine düşer. İşte tüm olaylar böylece gelişir. Bırakın yirmi üç yaşındakini on iki on dört yaşındaki kız çocukları bile prensin karşısına çıkarılmaya çalışılır.
Dostoyevski'den dönemin toplum yapısını yansıtan harika bir eser daha. Sözü fazla uzatmadan, sadece okumak gerek diyorum.
176 syf.
·
Not rated
DİPÇE :
Bilindiği üzere Dostoyevski'nin sürgün dönüşü yazdığı ilk eserdir Amcanın Düşü.
Üslubu bakımından diğer Dostoyevski eserlerinden ayrılan, mizah yönü baskın, okunması keyifli olarak nitelediğimiz eser ciddi bir taşlama örneği olarak karşımıza çıkar.
Mekan olarak da değişiklik yapar Dosto, bildiğimiz Petersburg sokaklarından Mordasov'a