Hepimiz, en sade, hiçbir çıkar kokusu olmayan işlerde bile hesaplı hareket ederiz, hem bunu farkına varmadan yaparız. Üstelik daima kendi kendimizi aldatarak, soyluluktan bir an ayrılmadığımızı iddia ederiz.
“Her şey ölür Zina’cığım,her şey anılar bile... O yüce duygularımız da... Yerine ağırbaşlılık gelir. Niye yakınalım. Yaşıyorsun,gününü gün etmeye bak,mutlu ol.”
Birkaç gün sonra canından çok sevdiği Vasya’yı yoksullar mezarlığındaki donmuş toprağa,kar yığınları altına bırakacağını bildiği halde,buna bir türlü inanamıyordu.