Amel Defteri
İsmail KaraAmel Defteri Posts
You can find Amel Defteri books, Amel Defteri quotes and quotes, Amel Defteri authors, Amel Defteri reviews and reviews on 1000Kitap...Dikkat..
Çağdaş İslâm düşüncesinin Türkiye (Osmanlı) cephesi ihmal edilmiş bir konudur.
Sayfa 45 - DergâhKitabı okudu
Batı'da ve Bizde Siyasal Partiler - Said Halim Paşa
Siyasal partiler (s. 108-09), Batıda sınıflara, sosyal rekabet ve düşmanlıklara dayanır. Vazifeleri, var olan sosyal ve siyasal rejimi değiştirmek (tebdil) ve başka bir yöne döndürmektir (taklib). Halbuki Müslüman ülkelerdeki ayrı siyasal partilerin vazifesi aynı rejimi muhafaza etmektir. Siyasal partilerin ortaya çıkışı bir bakı ma 'muhafaza'daki metod ayrılıklarındandır. Dolayısıyla İslâm dünyasında partiler hiçbir zaman Batılı toplumlarda elde ettiği öneme ve itibara sahip olamaz.
(Bu şuan için iyi bir şey mi bilmiyorum...)
Sayfa 44 - DergâhKitabı okudu
İslâm Toplumunda Yasama Meselesi - Said Halim Paşa
Teşri (yasama) (s. 104-06), İslâm toplumunda Batıdaki gibi siyasal değil sosyal bir görevdir. Yasama hakkı ve vazifesi erbabına, yani "salahiyer "li olanlara (fakihlere, hukukçulara) düşer. Bunlar aynı zamanda ahlak sahibi de olmak zorundadırlar. Batıda olduğu gibi bunu bir azınlık-çoğunluk meselesi olarak ele almak doğru değildir.
Yasamada görev alacak kişilerin, salahiyet ve ahlakları yanında gerekli olan mevzuatı bilmeleri de yeterli değildir. Aynı zamanda "Halkın ruhunu iyice tetkik etmeli, mizacını, fikrini, temayüllerini tanımış olmalıdır ki cemaat hesabına meydana getireceği kanun, cemaatin işine gelsin. Zira bir kanun, muhabbet, hürmet, mehabet hislerinin hepsini birlikte verebilmelidir. Yoksa Polis nizamnamesi mahiyetinden bir karış yükselemez" (s. 105). Yasama için çalışacak heyet de tipki Mebuslar Meclisi gibi müstakil bir kuruluş olacaktır.
Sayfa 43 - DergâhKitabı okudu
İslam'da Hürriyet ve Eşitlik - Said Halim Paşa
Said Halim Paşa'ya göre İslâmda hürriyet ve eşitlik insanlar tarafından elde edilmiş, kazanılmış ilkeler olarak ele alınmaz. Onlar Allah tarafından kişilere verilmiştir. Kişilerin ve siyasal kurumların görevi bunları korumaktır.
Sayfa 39 - DergâhKitabı okudu
Sûfiler Armut Değildir :)
Mütercim "ham sûfi" kelimesini "olmamış sûfiler" diye çevirince İsmail Hoca yapıştırmış cevabı: "Olmamış sûfiler" (s. 319). Sûfiler armut değil ki, bunlar olsa olsa ham sûfilerdir." :)
Sayfa 31 - DergâhKitabı okudu
Teoriler Bir Araçtır Arkadaşlar Abartmayalım :)
Malum olduğu üzere teoriler birer araçtır ve teorik tuzaklara düşmeden bunlardan yararlanılabilir. Fakat unutulmaması gereken birkaç şey var: Teorik çerçeveler bir kültürün, bir siyasanın ürünü olduklarından model olarak kullanılmaları sırasında benzerlikler kadar (belki daha fazla) dışta kalan, benzeşmeyen, uyuşmayan unsurları, farklılıkları da görmek gerekiyor. Yapıştığınız teorinin dışında kalan konuları, unsurları göremediğiniz ve açıklayamadığınız zaman zaten fazla bir şey de yapmış olmazsınız.
Sistemsizlik dışında...
Sayfa 19 - DergâhKitabı okudu
Kalkınmakta ve Gelişmekte Olan Ülkeler Meselesi
Sosyoloji ve siyaset bilimiyle ilgilenenlerin yakından bildikleri gibi bugün dünyada sosyal bilimlerde kullanılan siyasal gelişme, kalkınma ve modernleşme teorileri hemen bütünüyle "kalkınmakta ve gelişmekte olan" (!) ülkeler için düzenlenmiş teorilerdir. Teorik çerçeveleri vaz edenler, bu teorik yapılara ihtiyaçları olmadıkları varsayılan batılı ülkelerin akademisyen ve politikacılarıdır.
Sayfa 19 - DergâhKitabı okudu
Bir Arama Yaşama Edebiyatı (!) Hıh..!
80'lerden sonra, "bir dûd-i muannid" gibi ortalığı kaplayan "sivil toplum" tartışmaları modasının seyrinden ve muhtevasından hep rahatsızlık, hatta tedirginlik duydum. "Bir arada yaşama” edebi yatından da... Birçokları (bu arada İslâmcılar da) ne dediklerini, neden bahsettiklerini bilmiyorlardı.
(Al benden de o kadar (!))
Sayfa 264 - DergâhKitabı okudu
Hiç Televizyonda Dinî Nikah Seyrettiniz mi?
Size de soralım: Bugüne kadar televizyonda gösterilen filmlerde doğru dürüst hiç dini nikah seyrettiniz mi? Veya kaç tane seyrettiniz?
Sayfa 253 - DergâhKitabı okudu
İsmail Kara Hoca Altyazılı Bir Film İzliyor:))
Sarık (amâme) "türban" oluyor, cemaatla namazın birinci safı "birinci sıra" diye geçiyor (camiyi kilise zannetmiş olmalılar), peygamber ve resûl "messager'e çıkıyor (iyi ki misyoner değil!), cariyeler "kadın" oluveriyor, icazetler "diploma" ya yükseliyor...
O nefis film bitiyor, biz de bitiyoruz.
Sayfa 250 - DergâhKitabı okudu